Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23632 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21058 - Esas Yıl 2014





Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Soruşturma evresindeki şikayetten vazgeçmenin kovuşturma evresinde davaya katılmaya engel olmayacağının 5271 sayılı CMK'nın 237/1. maddesi gereği olduğu gözetilerek, tebliğnamenin 4 nolu bozma düşüncesine; mahkemenin kabulüne göre zarar giderilmediği anlaşılmakla suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin 6 nolu bozma düşüncesine katılınmamıştır.I- Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, katılanın soruşturma aşamasında kollukta alınan beyanında, suça sürüklenen çocuğun çekmecede bulunan paraları cebine, koynuna ve farklı yerlerine aldığını ve sıkıştırdığını gördüğünü, kendisine bir şey diyemedi??ini, bir daha büfeye gelmemesini söylediğini beyan ettiği halde, savcılık ifadesinde suça sürüklenen çocuğun para aldığını ağabeyi İ.. A..'in gördüğünü ve kendisine söylediğini, mahçup etmemek için müdahale etmediğini söylediğini beyan ettiği; yargılama aşamasında ise yine kendisinin gördüğünü beyan etmesi şeklinde ifadelerinin çelişkili olduğu, yine suça sürüklenen çocuğun kasadan belirtildiği şekilde para alırken bunu gören katılan ve tanığın müdahale etmemesinin ve yüklü miktarda para bulunan kasadan para aldığı görülen suça sürüklenen çocuğun "mahçup olmaması" gerekçesi ile üstü aranmadan ve kapanışa kadar kasadan ne miktarda para eksildiğinin kontrol edilmediği yolundaki katılan ve tanık beyanlarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, işyerlerinde kaçak sigara satarken yakalanan ve ağabey-kardeş olan katılan ve tanığın, ihbarı suça sürüklenen çocuğun yaptığından şüphelenerek tanık E..C..'dan zararlarını talep ettikleri, katılanın da bu hususu doğruladığı anlaşılmakla; katılan ve abisi tanık İsa'nın kendi içinde çelişen iddiaları dışında suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı başkaca bir delil de bulunmadığı gözetilmeden yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verilmesi;II- Kabule göre de;1- 5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesindeki düzenlemesine açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,2- Suça sürüklenen hakkında hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği halde 5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesi gereğince ceza süresinden az olmamak üzere denetim süresine de karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;3- Suça sürüklenen çocuğun 25,00 TL parayı katılana iade ettiğinin anlaşılması karşısında; gerçekleşen kısmî iade nedeniyle katılan, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,4- Suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, katılan ve tanığın aşamalarda alınan ifadelerinde, suçun işlendiği zamana ilişkin bir beyanlarının olmadığının anlaşılması karşısında; hırsızlık suçunın gece vakti işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, hırsızlık suçundan hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK'nın 143/1. maddesiyle artırılması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin ve yasal temsilcisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.