MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanamayacağı düzenlenmiş ise de sanığa hükmedilen 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının TCK’nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53. maddesinin 3. fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında aynı kanun maddesinin 1. fıkrası (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına karar verilebileceği; bu kanun maddesinin 1. fıkrasında gösterilen (a), (b), (d) bentlerindeki diğer hak yoksunluklarının uygulanmasının ise hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olması karşısında; infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2-) Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın tekerrüre esas alınan.... Sulh Ceza Mahkemesinin 28.09.2010 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın yine aynı mahkemenin 24.06.2011 gün ve 2011/529-754 sayılı ek kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması nedeniyle on ay hapis cezası olarak aynen infaz edilmesine dair verilen hükmün kesinleştiğine dair bir bilginin bulunmaması karşısında 24.06.2011 tarihli ek kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.