Tebliğname No : 9 - 2010/183078MAHKEMESİ : Çardak Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/09/2009NUMARASI : 2008/12 (E) ve 2009/54 (K)Suç : Konut dokunulmazlığını bozmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;O yer Cumhuriyet savcılarının temyiz istemlerinin sanıklar lehine olduğu belirlenerek yapılan incelemede;Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık O.. Y.. hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış, dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;1- 30-40 yıldır boş olan yakınana ait evin harabe halinde ve pencerelerinin kırık olduğu, kapısının kilidinin bulunmadığı, başı boş gezen hayvanların barındığı yönündeki sanıkların, temyize konu olmayan sanık B.. S..'ın, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen şüpheli M. K. ile tanık E.Ç.'in ifadeleri karşısında, sanıkların üzerlerine atılı konut dokunulmazlığı suçunun unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği kararda tartışılıp açıklanmadan yazılı şekilde hükümler kurulması,2- Sanıkların, tüm aşamalarda, yakınana ait evde köyün içme suyu ihalesini kazanan şirkette çalışan işçilerin kalması konusunda yakınanın oğlu K.T. ile telefonda görüştüklerini ve onun buna izin verdiğini belirtmeleri karşısında, K. T.'ın kovuşturma aşamasında tanık olarak dinlenerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,3- Kabule göre de; sanık Halil İbrahim'in evde kalması amacıyla yakınan tarafından evin anahtarının rıza ile sanık Halil İbrahim'e olaydan 1 yıl önce verilmiş olması karşısında, sanıkların, anahtarın veriliş amacı dışında köyün içme suyu ihalesini kazanan şirkette çalışan işçileri evde barındırması biçimindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 155. maddesindeki güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılmaması,4- Sanıklara atılı konut dokunulmazlığını bozma suçu, 19/12/2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasa'nın 24.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 253.maddesinin 1.fıkrası (b) bendi uyarınca; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşma kapsamındaki suçlardan olduğu halde, 5271 sayılı CMK.nun 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,5- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanık Halil İbrahim'in kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık Halil İbrahim hakkında, 5271 sayılı CYY.nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “sanığın sabıkalı oluşu nazara alınarak” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık Halil İbrahim hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ile o yer Cumhuriyet savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.