Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22063 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 18916 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 2 - 2007/159515MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/06/2007NUMARASI : 2007/521SUÇ : HırsızlıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından,hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan,5271 sayılı CYY’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle,sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Suç tutanakları arasındaki süre nazara alındığında sanığın eyleminin iki ayrı suçu oluşturduğu gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi ve 5237 Sayılı TCK.nun 145.maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının 765 Sayılı TCK.nun 522.maddesindeki hafif ve pek hafif ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı “değer azlığı”nın 5237 Sayılı Kanuna özgü,ayrı ve yeni bir kavram olduğu bunun daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca ihtiyacı kadar ve değeri az olan eşyanın alınması durumunda olayın özelliği değerlendirilerek yasal ve yeterli gerekçeleri açıklanmak suretiyle uygulanabileceği gözetilmeden somut olayda uygulama yeri bulunmayan 5237 Sayılı TCK.nun 145.maddesi gereğince sanığa verilen cezadan 3/4 oranında indirim yapılması karşı temyiz olmadığı için bozma nedeni yapılmamış,diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK.nun 34/1., 230. ve 1412 sayılı CMUK.nun 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia (C.Savcısının görüşü) ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi,mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi,hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat,sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi,delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz karar verilmesi,2-Katılan vekilinin duruşmalara katılmadığı anlaşıldığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınmak suretiyle katılan idare lehine dilekçe yazma ücreti ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde 450 YTL.vekalet ücretinin ödenmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 05.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.