Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2201 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22968 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/188121MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/05/2009NUMARASI : 2008/1279 (E) ve 2009/605 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanık müdafiinin temyiz dilekçesine ekli Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.06.2009 tarih ve 349-716 sayılı vasi tayinine ilişkin kararın içeriğinden, hüküm tarihinden sonra alınan B. İ. B. R. S. ve Hastalıkları Hastanesinin 28.11.2008 gün ve 266 sayılı sağlık kurulu raporuna göre “şizofreni” hastalığı bulunan sanığın 5237 sayılı TCK.’nun 32. maddesi gereğince, “akıl hastalığı nedeniyle, 21.10.2008 olan suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarının algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olup olmadığı” saptandıktan sonra hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2-10.03.2009 tarihli oturumda hazır bulunan sanık dinlenmeksizin şikayetçinin davaya katılmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 238/3. maddesine aykırı davranılması, 3-5237 Sayılı TCK.nun 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağ?? öngörülmektedir. Aynı yasanın 7. fıkrası uyarınca da hükümlük kararında bu durumun belirtilmesi gerekmektedir. Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 Sayılı Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan “adli para cezasının” infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda, 5237 Sayılı TCK.nun 58, 5275 Sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği için, hükümlülük kararında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilemeyeceği, sonucu ortaya çıkmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanık hakkında hükmolunan cezanın niteliği itibariyle 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.