Tebliğname No : 2 - 2013/44608MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2011/231 (E) ve 2012/1790 (K)SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermeDosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık M.. A.. hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;Her iki sanığa müdafii olarak atanan Av. Ö.. A..' nın yüzüne karşı verilen kararı, yasal süresi içerisinde sunduğu 19/12/2012 tarihli süre tutum dilekçesini sanık M.. S.. adına verdiği, gerekçeli temyiz lahiyasında ise sanık M.. A..'nin adını yazdığı ve sanık Mustafa adına bu temyiz dilekçesinin 14/01/2013 tarihli olduğunun anlaşılması karşısında; sanık müdafiinin yüzüne karşı 18/12/2012 tarihinde tefhim olunan hükmü 1412 sayılı CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 14/01/2013 tarihinde temyiz eden sanık M.. A.. müdafiinin temyiz isteminin aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, Sanık M.. S.. hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK'nın 61/5. maddesine aykırı olarak, aynı Kanun'un 43. maddesinin aynı Kanun'un 143. maddesinden önce ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulurken, aynı Kanun'un 43. maddesinin aynı Kanun'un 119/1-c. maddesinden önce uygulanması sonuç ceza miktarını değiştirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının ‘a,b,c,d,e’ bentlerindeki haklardan yoksun bırakılmanın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin ise aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bu hususun, Anayasa Mahkemesi'nin aynı maddenin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, Sanık M.. S.. hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde; Sanığın, hakkında yaş küçüklüğü sebebiyle ayrı soruşturma yürütülen ve mahkemede tanık olarak dinlenen M.. M.. ile birlikte 07/03/2011 tarihinde müştekinin konutunun pencere kilitlerini kırmak suretiyle işlediği iddia olunan mala zarar verme suçundan hakkında açılan davada, mahkumiyetine karar verilmişse de; sanık M.. A..'nin kolluk ifadesi ve sorgudaki savunmasında, M.. M.. ile birlikte 07/03/2011 tarihinde müştekinin evine gidenin kendisi olduğunu belirtmesi ve sanık M.. S..'ün de sanık Mustafa'nın bu anlatımlarına uygun düşen savunması karşısında, sanığın atılı mala zarar verme suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.