Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21739 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 16674 - Esas Yıl 2009





Dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık hakkında şikayetçi G... A........'a karşı hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak yapılan incelemede, 16.11.2006 tarihli oturumda ''müştekilerden Nuran'dan alacaklıyım, paramın verilmesini isterim, uzlaşmak istemiyorum'' diyen sanığın beyanının şikayetçi G....'i kapsayıp kapsamadığı anlaşılamadığından, mahkemece 5271 Sayılı CMK.nun 253-254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemlerine girişilmeden eksik kovuşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Yapılan uzlaştırma işlemlerinden sonuç alınmaması halinde, 5237 Sayılı TCK.nun 7/2 ve 5252 Sayılı kanunun 9/3. maddeleri uyarınca sanığın hakaret eyleminin uyduğu kabul edilen her iki kanunun bütün hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra sonuç cezaların karşılaştırılması suretiyle sanığın lehine olan kanunun tespiti gerekirken, açıklanan şekilde ve denetime olanak verecek biçimde değerlendirme yapılmadan ve 5237 Sayılı TCK.nun 125/1.maddesinde seçimlik olarak öngörülen cezalardan adli para cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın ertelenemeyeceği, oysa adli sicil kaydına göre önceki mahkumiyetlerin silinme koşullarının oluştuğu anlaşılan sanık hakkında 765 Sayılı TCK.nun 482/3.maddesi gereğince tayin edilecek hapis cezasının paraya çevrilmesi halinde ertelenebileceğinden sanık lehine olacağı gözetilmeden, mahkemece seçimlik ceza olarak para cezasını öngördüğünden bahisle 5237 Sayılı TCK.nun 125/1.maddesi lehe kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi, 3-Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa'nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30/06/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.