MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçu nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın niteliği itibariyle temyizi mümkün olmayıp itirazı kabil olduğundan, o yer Cumhuriyet Savcısının dilekçesinin itiraz niteliğinde kabul edilerek gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince; O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz dilekçesinin içeriğine göre, sanık lehine hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;a- Sanığın atılı suçu işlediğine dair temyiz dışı diğer suça sürüklenen çocuk ...’in atfı cürüm niteliğindeki beyanı dışında mahkumiyete yeterli ve inandırıcı delil olmadığı gözetilerek, sanığın atılı suçtan beraati yerine, sanığın atılı suçu işlediğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu da denetime olanak verecek şekilde kararda tartışılmadan yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,b- Kabule göre de;aa- Sorgu sırasında başka bir suç nedeniyle ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olduğu anlaşılan sanığın asıl mahkemede bizzat ifade vermek istediğini belirtmesi karşısında, sanığın asıl mahkemede usulüne uygun sorgusu yapılmadan ve karar duruşmasında da hazır bulundurulmadan mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 Sayılı CMK.nun 196. maddesine aykırı olacak şekilde savunma hakkının kısıtlanması,bb- Sanığın 02.03.2010 tarihli Cumhuriyet Savcılığı savunması sırasında sürekli güldüğü, ilgisiz cevaplar verdiği ve sağlıklı bir ifade veremeyecek durumda olduğunun, 14.01.2011 tarihli talimat savunması sırasında da “davranışlarının sağlıklı olmadığı, sorulara mantıklı cevap vermede zorlandığı ve sürekli güldüğünün” tespit edilmesi karşısında, sanığın 5237 sayılı TCK.’nun 32. maddesi gereğince, 14.08.2009 tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,cc- Hükmün başında suçun işlendiği zaman aralığının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK.nun 232/2. maddesine aykırı davranılması,dd- Hırsızlık suçundan dolayı temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde, suçun gece işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCY.nın 143. maddesi uyarınca yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden en üst oranda artırım yapılması,ee- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl hapis cezasından aynı Kanunun 143. maddesi uyarınca 1/3 oranında artırım yapılırken 2 yıl 8 ay hapis yerine 2 yıl 6 ay hapis cezası ve buna bağlı olarak sonuç cezanın eksik belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.