MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;I) Sanık ... müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;Sanığın yokluğunda verilen kararın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine uygun bir biçimde 08.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, 1412 sayılı CMUK’nın 310.maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süreden sonra 22.03.2012 tarihinde hükmü temyiz eden sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin aynı Kanunun 317.maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, II)Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Sanık ...'in hırsızlık suçunu işlemediğini savunduğu, olayı gören herhangi bir tanık olmadığı gibi olay yerinde parmak izi, DNA bulgusu ve benzeri biyolojik delillerin de bulunmadığı, sanığın savunmasının aksine yüklenen hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtların elde edilemediği, ancak 31.03.2010 tarihinde ... ilçesinde çalınan aracın, suç tarihinden yaklaşık 6 ay sonra ... ilçesinde sanığın evinin bahçesinde parçalanmış halde bulunduğu, sanığın suça konu aracı ne şekilde elde ettiğini tutarlı bir şekilde açıklayamadığı ve bu konuda herhangi bir belge sunamadığının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 165/1.maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususu karar yerinde tartışılmadan, yetersiz gerekçeye dayanılarak sanık hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de;a)Suça konu aracın; katılanın evinin eklentisinde koruma (muhafaza) altına alınması ya da herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olması hallerinde, sanığın eylemi TCK'nın 142/1-b.maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun nitelikli halini oluşturur. Suça konu araç bina veya eklentisinde muhafaza altına alınmamışsa ya da kilitlenmeden sokağa park edilmişse, bu durumlarda eylem TCK'nın 141/1.maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun temel şeklini oluşturur. Açıklanan bu ilkeler ışığında; somut olayda nitelikli durumun gerçekleşip gerçekleşmediğini saptamak için, suça konu aracın önceden kilitlenip kilitlenmediği, aracın park edildiği yerin katılanın evinin eklentisi niteliğinde bir yer olup olmadığı hususlarının araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırmayla ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması;b)Katılanın anlatımlarına göre 30.03.2010 günü 21:00 ile 31.03.2010 günü 07:00 saatleri aralığında kesin olarak belirlenemeyen bir zaman diliminde suçun işlendiği, olay günü ... İlçesi'nde güneşin saat 06:34'te doğduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 6/1-e. maddesi uyarınca gece vakti deyiminden güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresinin anlaşılması gerektiği de gözetilerek, suçun gece vakti işlendiğine dair delil bulunmadığı halde şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği düşünülmeden, TCK'nın 143.maddesi uygulanarak sanığa fazla ceza verilmesi,c)5237 sayılı TCK’nın 53/4.maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında aynı maddenin 1.fıkrasının uygulanamayacağı, somut olayda sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmedilen 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasının TCK’nın 49/2.maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53.maddenin 3.fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanun maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.