Tebliğname No : KYB - 2015/294229Konut dokunulmazlığını ihlâl etme ve hırsızlık suçlarından sanık ..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/1. 142/1 -b, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58/6-7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Balıkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/09/2014 tarihli ve 2014/57 esas, 2014/363 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12/08/2015 gün ve 2015/16509-52982 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2015 gün ve 2015/294229 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;1- 04/06/2010 tarihli duruşmada, mağdurun sanık hakkında şikâyetçi olmadığını bildirmesi karsısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu haklan kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:1- (1) no'lu kanun yararına bozma istemi yönünden yapılan incelemede; 06.12.2006 tarihli 5560 sayılı yasanın 6. maddesi ile değişik, 5237 sayılı TCK'nın 142/4 maddesinde; hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığını bozma suçunun işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmayacağının belirtilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle,mağdura yönelik hırsızlık eyleminin yanında işlediği konut dokunulmazlığını bozma suçunun takibinin şikayete bağlı olmaması nedeniyle kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,2- (2) nolu kanun yararına bozma istemi yönünden yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen “velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma” güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerde, kişiler yönünden ayrım yapılmaksızın, c bendinde öngörülen yoksunluğun koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (BALIKESİR) 1 Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 18/09/2014 gün ve 2014/57E 2014/363K sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; sanığın, hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından hapis cezasına mahkumiyetinin yasal sonucu olarak TCK'nın 53/1. maddesinin a,b,c,d,e bentlerinde sayılan haklardan, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar (c) bendinde belirtilen velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.