Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dairemizin 30.07.2012 tarihli iadesi, karşılıksız yararlanma suçuna ilişkin olup, mühür bozma suçundan kurulan 14.05.2013 tarihli hükmün hukuken geçersiz olduğu ve karşılıksız yararlanma suçundan aynı tarihli hükme karşı temyiz isteminde bulunulmadığı belirlenmekle, mühür bozma suçundan 16.06.2011 tarihli hükme yönelik katılan vekilinin 19.08.2011 tarihli temyiz istemi nedeniyle yapılan incelemede;I- 16.06.2003 tarihli tutanaktan dolayı atılı mühür bozma suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4. ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık zamanaşımının, suç ve hüküm tarihleri arasında gerçekleştiği gözetilmeden hükümlülük kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, h??kmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 16.06.2003 tarihli tutanaktan dolayı açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,II- 17.12.2003, 16.01.2004, 26.05.2005 tarihli tutanaklar yönünden yapılan incelemede; Sanığa atılı mühür bozma suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4. ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan yedi yıl altı aylık zamanaşımının suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında 17.12.2003, 16.01.2004, 26.05.2005 tarihli tutanaklardan dolayı açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, III- Suça konu 22.07.2005, 09.09.2005, 01.11.2005 tarihli tutanaklardan dolayı kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;1) Sanığın sayaçsız, doğrudan bağlantı ile su kullandığı belirlenen suça konu tutanaklardan, mührün bozulduğunun ya da tesisatın suç tarihlerinden önce mühürlendiğinin anlaşılamaması karşısında, bu husus katılan kurumdan sorularak, gerektiğinde tutanak mümzileri de dinlenip, tesisatın önceden mühürlenip mühürlenmediğinin kesin olarak saptanması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararı verilmesi,2) Kabule göre de;a) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,b) 5237 sayılı TCK'da cezaların toplanmasına ilişkin düzenleme bulunmadığı halde aynı hükümde yer alan cezaların toplanması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.