Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2101 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 27740 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/123146MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/12/2008NUMARASI : 2008/745 (E) ve 2008/1126 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, hakaret suçunu dört polis memuruna karşı işlediği kabul edilmesine karşın, mağdur sayısınca suç oluşacağı gözetilmeden 765 Sayılı T.C.K.nın 80.maddesinde tanımlanan zincirleme suç hükmü uygulanarak sanığa eksik ceza verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zarar olmadığı gibi yakınanların tazminat istemlerinin de bulunmadığı, daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti olmayan, hükmolunan cezanın tür ve süresi itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durumunun bulunmadığı anlaşılan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, “sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, müştekilerin zararının giderilmemiş olması ve şikayetlerinin devam etmesi göz önünde bulundurularak,….takdiren” biçimindeki gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-Sanık hakkında belirlenen adli para cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, “sanığın geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimini” içerir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gereğine uyulmaması, 3-Sanığın görevli polis memurunun kendisine hitaben “hemen defol git” dediğine ve tartıştığı taksi şoförünü kollar şekilde davrandığına ilişkin savunması karşısında, haksız tahrik iddiası tartışılmadan hüküm kurulması, 4-Olayın, görevli polis memurlarının görevinden dolayı mı, yoksa görevi sırasında mı işlendiği tartışılıp saptanarak sonucuna göre 765 Sayılı T.C.K.'nın 267.maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi, gerektiğinin gözetilmemesi, 5-Sanığa 765 Sayılı T.C.K.’nın 80.maddesinden ek savunma hakkı verilmemek suretiyle, 5271 Sayılı C.M.K.’nın 226.maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.