Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20771 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25275 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, Konut dokunulmazlığını bozma, Mala zarar verme, Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06.02.2007 tarih,389-59 sayılı ilamı uyarınca mükerrir olan sanık hakkında TCK'nın 58.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından ve sanık müdafiinin 30.11.2011 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin talebi,5237 sayılı Kanunun 50.maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin hükümlerini de içerdiği halde,mala zarar verme suçundan verilen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilip çevrilmeyeceği konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş ise de mükerir olan sanık hakkında 58/3.maddesi uyarınca hapis cezasına hükmolunması gerektiğinden bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya,toplanan delillere,gerekçeye,hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II-Sanık hakkında hırsızlığa teşebbüs,konut dokunulmazlığını bozma ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Mahkemenin,sanığın eyleminin hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamadeki bu hususa yönelik (1) numaralı bozma düşüncesine katılınmamış,....Asliye Ceza Mahkemesi'nin 06.02.2007 tarih,389-59 sayılı ilamı uyarınca mükerrir olan sanık hakkında TCK'nın 58.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından, sanık müdafiinin 30.11.2011 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin talebi,TCK'nın 50.maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve 51.maddesindeki hapis cezasının ertelenmesine ilişkin hükümlerini de içerdiği halde,resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan verilen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilip çevrilmeyeceği ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan,hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından verilen hapis cezalarının ertelenip ertelenmeyeceği konularında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş ise de mükerir olan sanık hakkında TCK'nın 58/3.maddesi uyarınca hapis cezasına hükmolunması gerektiğinden ve adli sicil kaydında daha önce 3 aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ilamı bulunan sanık hakkında erteleme kararı verilemeyeceğinden bu hususlar bozma nedeni yapılmamış,diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;1-İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek isteyen sanığın yakalandığında ismini ... olarak bildirmesi bilahare yapılan parmak izi incelemesi sonucu gerçek isminin belirlenmesi şeklindeki eyleminin TCK'nın 268.maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,2-Sanık müdafiinin 30.11.2011 tarihli duruşmada lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin talebi, 5237 sayılı Kanunun 50.maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin hükümlerini de içerdiği halde,hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından verilen kısa süreli hapis cezalarının seçenek yaptırıma çevrilip çevrilmeyeceği konusunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 15/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.