Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20426 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 17610 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 2 - 2007/182213MAHKEMESİ : Kaş Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/03/2007NUMARASI : 2007/74 Karar - 2006/325 EsasSUÇ : Kasten YaralamaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın yokluğunda verilip, 02.05.2007 tarihinde tebliğ edilen hükmü, yasal süresi içerisinde Elmalı Sulh Ceza Mahkemesi aracılığı ile gönderdiği 07.05.2007 havale tarihli dilekçesi ile temyiz etmekle, temyizinin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;Sanığın kayın biraderi olan tanık M.. Y..’ a çekinme hakkı hatırlatılmadan dinlenerek CMK’ nın 45. maddesine aykırı davranılması, atılı suçun adı geçen tanığın ifadesi dışında, iddiayı doğrulayan diğer deliller ile de sabit olması nedeniyle sonuca etkili görülmemiştir.Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-5237 Sayılı TCK.nın 61/9. maddesinde belirtilen adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az, üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz, şeklindeki düzenlemenin suç tarihinden sonra 19.12.2006 tarihinde 5560 Sayılı kanunla yürürlüğe girdiği, suç tarihinde ise 5237 Sayılı TCK.nun 52/2. maddesi uyarınca temel adli para cezasının alt sınırının 5 gün olduğu gözetilmeden, asgari hadden ceza tayin edildiği belirtilmesine rağmen, temel cezanın hapis cezasının alt sınırına eşit miktarda tayini suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Sanığın adli sicil kaydındaki diğer ilamların silinme şartları gerçekleştiğinden engel oluşturmadıkları gözetilerek, Kaş Sulh Ceza Mahkemesine ait 10.07.2000 tarihli ilamın ise ceza kararnamesine ilişkin olup olmadığının tespiti için, ilamın onaylı bir sureti getirtilerek sonucuna göre; hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22/06/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.