Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2022 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 30453 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 2 - 2009/165320MAHKEMESİ : Kınık Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/02/2009NUMARASI : 2007/86 (E) ve 2009/29 (K)SUÇ : Kasten yaralama, Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık S.. S.. hakkında, katılan H.. Ç..’a karşı hakaret suçundan dava açılmasına rağmen, bir karar verilmediği anlaşılmakla, mahkemeden zamanaşımı içerisinde bir karar alınması mümkün görülmüş, Sanık H.. K.. ve şikayetçi sanık Hicran Güneş hakkında katılan H.. Ç..’a karşı hakaret suçlarından ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümlerin temyiz edilmediği belirlenmekle tebliğnamedeki bu husustaki düşüncelere iştirak edilmemiştir. A- Sanık H.. K.. hakkında katılan H.. Ç..’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede,Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde belirtilen 6 yıllık dava zamanaşımının, suçun işlendiği 02/08/2006 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, B- Sanık Gülfiye Delibaş hakkında hakaret suçu, sanık S.. S.. hakkında kasten yaralama suçları, sanık A.. S.. hakkında hakaret ve kasten yaralama suçları ve sanık Hasan Hüseyin hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Katılan sanık H.. Ç..’a atılı kasten yaralama suçunun kovuşturulması ve soruşturulmasının şikayete bağlı olması ve şikayetçi sanık Hicran’ın 20/03/2008 tarihli ifadesinde şikayetçi olmadığını beyan etmesine göre, 5237 sayılı TCK.nun 73/6.maddesi gereğince katılan sanık Hasan Hüseyin’den şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Karşılıklı aileler arasında kavga şeklinde gelişen olayda katılan sanık ve sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmaması, 3-Sanıklar Gülfiye Delibaş ve S.. S.. hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken; Sanık S.. S..’in adli sicil kaydındaki İzmir 4.Ağır Ceza Mahkemesinin 02/07/1997 tarih ve 434-184 sayılı ilamın kesinleşme ve infaz tarihlerini içeren onaylı sureti de getirtilerek, katılan Hanife ve katılan sanık H.. Ç..’ın bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan bir zararında belirlenemediği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı gözetilerek "Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olup olmadığı, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda bir kanaate varılıp varılmadığı ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği" hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanıkların katılanın zararını karşılamadığı biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanık A.. S.., sanık S.. S.. ve sanık H.. Ç.. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.