MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Kasten yaralamaHÜKÜM : Mahkumiyet, BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan sanık ...'ın suç tarihinde ... Alışveriş Merkezinde bulunduğu sırada sanık ...'nın ...'in pantolonunun sol arka cebinde bulunan 6.500,00 TL parayı özel beceri ile alarak el çabukluğu ile diğer katılan sanık ...'e, onun da kimlik bilgileri tespit edilemeyen üçüncü bir kişiye vermesi suretiyle birlikte çaldıklarının anlaşılması karşısında; hırsızlık eyleminin elde veya üstte taşınan eşyaya karşı gerçekleştirilmesi nedeniyle, sanık ... 'in eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/2-b. maddesi yerine, aynı Kanunun 142/2-g maddesiyle uygulama yapılması, hükmün gerekçe içeriğine göre yazım hatası olduğu anlaşıldığından yerinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür. I) Katılan sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmü ile diğer katılan sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde, Sanık ...'in kısmi iadenin sağlanmasında hiçbir katkısı olmadığı gibi zararın tamamının karşılanmamış olması karşısında sanığın istemi halinde kalan zararı karşılamak suretiyle yasa hükmünden yararlanma olanağı bulunduğu halde hüküm tarihine kadar bu yönde hiçbir ödemede bulunmadığı bu nedenle TCK'nın 168. maddesinden yararlanma olanağı bulunmadığından tebliğnamedeki adı geçen sanık yönünden bozma düşüncesine katınılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, II) Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Katılan ... ile tanıklar ... ve ...'in kovuşturma aşamasında alınan beyanlarına göre, sanık ... yakalandığında "Beni devlete teslim etme, ben telefon açayım sizin paranız gelsin" diyerek telefonla ... isimli bir şahsı aradıktan sonra çalınan paradan 3.000,00 TL tutarındaki kısmın üçüncü bir kişi tarafından getirilmesi üzerine adli emanete alınıp 17/10/2011 günlü "Teslim-Tesellüm Tutanağı" ile katılana teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; kısmi iadenin gerçekleştiği kabul edilerek, kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı katılan ...'dan sorulup sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 09/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.