Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından şüpheli ..... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/05/2011 tarihli ve 2011/41672 soruşturma, 2011/22452 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii .... Ağır Ceza Mahkemesinin 30/06/2011 tarihli ve 2011/1636 değişik iş sayılı karar aleyhine ....ınca verilen 11/05/2015 gün ve 2014/9496-30158 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 21/05/2015 gün ve 2015/177487 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda şüphelinin, sahibi olduğu evde kiracı olarak bulunan müştekinin kira borcunu ödemediğini, müştekiye evi boşaltmasını söylediğini, bir süre sonra eve geldiğinde camlarda perde olmadığını gördüğünü, müştekiye telefonla ulaşamadığını, etraftan araştırma yaptığında müştekinin eve gelip gitmediğini öğrendiğini, 2 ay sonra tekrar kontrole geldiğinde yine camlarda perde olmadığını gördüğünü, çilingir marifetiyle kapıyı açtırdığını beyan ettiği, müştekinin ise sağlık sorunları nedeniyle eve 40 gün kadar gelemediğini, eve geldiğinde evin boş olduğunu, şüpheliye 2 aylık kira borcu olduğunu beyan ederek eşyalarının müşteki tarafından alınmış olduğunu ileri sürdüğü, soruşturma kapsamında, eşyaların müştekinin kiracı olarak bulunduğu evden şüpheli tarafından çıkartılıp çıkartılmadığı, şüpheli tarafından çıkartıldıysa eylemin tarihi ve saatinin tespitine yönelik, müştekinin itiraz dilekçesinde ismini bildirdiği Adem Çam isimli kişinin tanık olarak beyanının alınması ve gerektiğinde kolluk araştırması yaptırılması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, tanık Nurşen Özakman'ın müştekinin kira borcu bulunduğu şeklindeki beyanı dikkate alınarak eylemin hukuki alacağı tahsil amacıyla hırsızlık ve olay saati belli olmamasına rağmen gündüzleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçlarına temas ettiği ve şikayet süresinin dolduğu gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:5271 sayılı Kanun'un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet Savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı yasanın 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun'un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. İnceleme konusu dosyada, şikayetçinin aşamalardaki beyanlarında, şüphelinin evinde 2009 yılından itibaren kiracı olarak ikamet ettiğini, 2010 yılı temmuz ayında 40 gün kadar eve gelemediğini, eve geldiğinde, şüphelinin evine girilerek, evdeki tüm eşyaları aldığını ve evin .... isimli kişiye sattığını belirttiği, şüphelinin ise 2010 eylül ayında evin camlarında perde olmamasından şüphelerek, etrafta yaptığı araştırma neticesinde şikayetçinin eve gelip gitmediğini öğrenmesi üzerine, çilingir çağırarak kapıyı açtırdığında evin boş olduğunu gördüğünü beyan etmesi karşısında, eşyaların evden şüpheli tarafından çıkarılıp çıkarılmadığı, çıkarıldı ise hangi tarihte çıkarıldığı tespit edilerek, ayrıca itiraz dilekçesinde belirtilen ..... isimli kişinin olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin olup olmadığı da tespit edilerek sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, tanık .....'ın, şikayetçinin şüpheliye kira borcunu olduğu yönündeki beyanı esas alınarak eylemin 5237 sayılı TCK'nın 144/1 maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu ile gündüzleyin konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturduğu ve şikayet süresinin dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi karşısında, yasanın öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, .... Ağır Ceza Mahkemesince kesin olarak verilen 30.06.2011 gün ve 2011/1636 Değişik İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 15/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.