Geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık Harun'un yapılan yargılaması sonucunda; geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan verilen 5 ay hapis cezasının infazının devamına ve saldırgan sarhoşluk suçundan 50 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına dair (Kocaeli Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 06.06.2005 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenmekle ve dosya C.Başsavcılığı'nın 23.06.2006 tarihli tebliğ-namesiyle Dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü.Kocaeli Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19.04.2006 ve Kocaeli İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 21.04.2006 tarihli kararlarının hukuken bir geçerliliği olmadığı belirlenerek yapılan incelemede;1-Mahkemece verilen idari yaptırıma ilişkin kararların temyizi mümkün olmadığı ve bu kararlara 5326 sayılı Yasa'n??n 29. maddesi uyarınca yargı çevresi içinde yer aldığı ağır ceza mahkemesine itiraz edilebileceği ve bu itirazla birlikte yapılan eski hale getirme taleplerinin de 5271 sayılı CYY'nin 42/1. maddesine göre aynı mahkemece karara bağlanması gerektiğinden sanık müdafiinin saldırgan sarhoşluk suçundan verilen idari para cezasına yönelik itirazının ve eski hale getirme talebinin merciince incelenmesi için bu suç yönünden dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,2-Sanık müdafiinin geceleyin konut dokunulmazlığını bozmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz ve eski hale getirme istemlerine gelince;5271 sayılı CYY'nin 34. maddesinin ikinci fıkrası ile 232. maddesinin altıncı fıkrasında, hakim ve mahkemelerin her türlü kararlarında ve hükümlerinde (hüküm fıkrasında) başvurabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekillerinin duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu açıkça belirtilmiştir.Yine 5271 sayılı CYY'nin eski hale getirme ile ilgili 40. maddesinin birinci fıkrasında; "kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir" denilmektedir. Aynı Yasa maddesinin ikinci fıkrasında ise, kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişinin kusursuz sayılacağı öngörülmektedir.Eski hale getirme istemine konu hükme karşı, temyiz yoluna başvurma olanağı bulunduğu halde, itiraz yoluna başvurulabileceği, sürenin de 7 gün olduğu hüküm fıkrasında yazılmıştır. Başvurulacak kanun yolu, mercii ve şekilleri hüküm fıkrasında belirtilmemiştir.Bu nedenle temyiz süresini geçiren sanık müdafiinin eski hale getirme istemi yerinde görüldüğünden, temyiz davasının süresinde olduğuna karar verilerek yapılan incelemede;5252 sayılı Kanun'un 9/1. maddesi, 01.06.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak 5237 sayılı TCK'nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceğini öngörmüşse de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.12.2005 gün ve 162/173 sayılı kararında açıklandığı gibi lehe olan yasanın belirlenmesi herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa hükümde değişiklik yargılamasının duruş-malı yapılması zorunludur. Evrak üzerinde inceleme yapılabilmesi İse ancak belirtilen bu haller dışında söz konusu olabilecektir.Sanık hakkında lehe olan yasanın saptanabilmesi için takdir hakkının kullanılması gerekeceğinden, duruşma açılıp gerekçeleri açıklanmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde evrak üzerinde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 13.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.