Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17709 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27958 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 6 - 2012/59057MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/02/2011NUMARASI : 2010/359 (E) ve 2011/103 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Ceza Yargılama Yasası'nın 213.maddesine göre sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadelerin duruşmada okunabileceği kabul edilerek Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadelere de kanıt (delil) olma değeri tanınmıştır. Buna karşılık, şüphelinin kollukça alınan ifadesine ilişkin tutanağın duruşmada okunabilmesi için, kollukta ifade alındığı sırada müdafinin hazır bulunması koşulu aranmaktadır. Somut olayda, aşamalarda sanık atılı suçu işlediğini kabul etmemiştir. Soruşturma evresinde ise, 01/06/2010 tarihli olay ve yer gösterme tutanağında, başka bir olaydan yakalanan sanığın yakınana ait eve de girdiğini beyan ederek yer göstermede bulunduğunun belirtildiği ancak bu beyanda bulurken sanığın, müdafii hazır olmadığı sırada suçunu ikrar ettiğinden, 5271 sayılı CMK.nun 213. maddesi uyarınca bu ifade tutanağı duruşmada okunamayacağı gibi hükme de esas alınamayacağı gözetilmeden, atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Kabule göre de; a-Muğla ili Milas ilçesi için olay tarihinde güneşin saat 20:21'de battığı, yakınanın aşamalardaki beyanında olay günü saat 21:00 sıralarında evden ayrılıp saat 22:00 sıralarında eve döndüğünü beyan etmesi karşısında, suçun işlendiği zaman diliminin kesin olarak bilinmemesi nedeniyle “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca gündüzleyin işlendiğinin kabulü gerekirken, hırsızlık suçundan suçun gece vakti işlendiği kabul edilerek 5237 sayılı TCY.nın 143. maddesi uygulanarak hüküm kurulması, b-Kasten işlemiş olduğu suçtan hapis cezası ile mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın 5237 sayılı TCY.nın 53/1.maddesinin “a,b,c,d,e” bendinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, ancak “kendi altsoyu” üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3.fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.