Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17462 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19586 - Esas Yıl 2016
Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 151/1, 31/3 (iki kez), 62/1 (iki kez), 50 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 1.320,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair İSTANBUL 1. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2016 tarihli ve 2015/633 esas, 2016/81 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14.11.2016 gün ve 9389-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.11.2016 gün ve 2016/392261 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;5237 sayılı Kanun’un 167/2. maddesindeki "Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi hâlinde; ilgili akraba hakkında şikâyet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir." şeklindeki düzenleme gereğince, sanık ile kardeş olan müştekinin şikâyetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, sanık hakkında, soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı olarak düzenlenen hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verilen kararın tebliği için çıkarılan tebligatın, aynı zamanda kardeşi olan birlikte sakin ve olayın mağduru olan Yıldız (İnce) Gönülasri’ye tebliğ edildiği, oysa Tebligat Kanunu’nun “Tebellüğ edecek şahsın hasım olması” başlıklı 39. maddesindeki ''bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alâkaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz'' şeklindeki düzenleme karşısında; mağdura yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, 16.03.2016 tarihli kararın suça sürüklenen çocuğa tebliğ edilip, usulüne uygun olarak kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (İSTANBUL) 1. Çocuk Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 16.03.2016 tarih ve 2015/633 E., 2016/81 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.