Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17435 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28309 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 2 - 2012/185517MAHKEMESİ : Bakırköy 24. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 17/04/2012NUMARASI : 2011/333 (E) ve 2012/287 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 1993/6-79 E., 1993/108 K. sayılı ve 19.04.1993 tarihli kararında da belirtildiği gibi ceza yargılamasının amacı hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, yani gerçeğe ulaşmada mantık yolunun izlenmesi gerekir. Gerçek; akla uygun ve realist, olayın bütünü ve bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa bir takım varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılması, ceza yargılamasının amacına kesinlikle aykırıdır. Ceza yargılamasında kuşkunun bulunduğu yerde, mahkumiyet kararından söz edilemez. Bu ilke evrenseldir. Somut olayda katılanın, sanığa ait evden çıkmaması nedeniyle katılan ile sanık arasında anlaşmazlıkların bulunduğu, katılanın oturduğu ev ile ilgili olarak elektrik ve su aboneliklerinin iptal edilmesi için sanığın ilgili kurumlar nezdinde bir takım girişimlerde bulunduğu, ancak sanığın elektrik ve su sayaçlarını kendisininsökmediğini savunduğu, katılanın da bu konuda zanna dayalı iddialarının dışında herhangi bir bilgisinin bulunmadığı, suça konu sayaçların kim tarafından sökülüp götürüldüğünün tespit edilemediğinin anlaşılması karşısında, hükmün gerekçesinde hangi delillere hangi nedenlerle üstünlük tanındığı açıklanmadan, sanığın hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin mahkemede vicdani kanaatin oluşmasını sağlayan kanıtlar gösterilmeden, varsayımlara, katılanın tahminlerine ve yetersiz gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde karar verilmek suretiyle 5271 Sayılı CMK’nın 34/1 ve 230.maddelerine aykırı davranılması, 2-Kabule ve uygulamaya göre de; 5237 Sayılı TCK’nın 53/4.maddesine göre kısa süreli hapis cezaları ertelenen kişiler hakkında aynı maddenin 1.fıkrasının uygulanamayacağı, somut olayda sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının TCK’nın 49/2.maddesi gereğince kısa süreli olmadığı, bu nedenle 53.maddenin 3.fıkrasına göre, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanun maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin uygulanamayacağı ve (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğun uygulanmamasına mahkemece karar verilebileceğinin anlaşılması karşısında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışında kalan ve TCK’nın 53/1.maddesinde belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.