Tebliğname No : 2 - 2010/8563MAHKEMESİ : Kızıltepe Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 31/07/2009NUMARASI : 2008/307 (E) ve 2009/249 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasının aksine, yüklenen suçu işlediğine ilişkin, müştekinin soyut iddiası dışında mahkumiyetine yeterli kesin inandırıcı ve hukuka uygun kanıt bulunmadığı gözetilmeden sübut bulmayan suçtan sanığın beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de;2-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak seçenekli yaptırım öngörüldüğü, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi,3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas- 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat vericibasit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, hakaret suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve kayden sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5271 sayılı CYY.nın 231. maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “uzlaşma prosedürünün uygulanamaması durumunda CMK 231. maddesinin uygulanamayacağı” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile;sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.