Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17261 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20307 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/157245MAHKEMESİ : Osmaniye 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/04/2012NUMARASI : 2011/638 (E) ve 2012/390 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1)Yakınan, kendisine ait motosikletin yedek anahtarını, suç tarihinden önce, motosikleti bazen kullandırdığı için suça sürüklenen çocuk Lütfi'ye vermişse de, suç tarihinde, motosikleti kendisinden isteyen suça sürüklenen çocuklara vermeyeceğini söylemesine karşın, suça sürüklenen çocukların, yakınanın rızası dışında, motosikleti suça sürüklenen çocuk Lütfi'de olan yedek anahtar ile çalıştırıp götürmeleri şeklindeki eylemlerinin, 5237 Sayılı TCK'nın 142/2-d. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Kanunun 141/1. maddesi ile uygulama yapılması, 2)Suça sürüklenen çocuk L.. E..'un, yakınanın yeğeni olduğu ve dosya kapsamı ile yakınanın 12.04.2012 tarihli duruşmada ki beyanına göre; suça sürüklenen çocuk Lütfi'nin, suç tarihinden önce dayısı olan müştekiden bazen motosikleti geçici alıp kullandığı ve suç tarihinde de suça sürüklenen çocukların, motosikleti geçici süre kullanıp müştekiye iade etmek istedikleri, ancak müştekinin motosikleti vermemesi üzerine, suça sürüklenen çocuk Lütfi'nin daha önceden kendisinde olan yedek anahtar ile motosikleti geçici olarak kullanıp iade etmek amacıyla, müştekinden habersiz olarak aldığı, tüm dosya kapsamında anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocukların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nun 146. maddesinde düzenlenen kullanma hırsızlığı suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi, 3)Temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde, hırsızlık suçunun gece işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nun 143. maddesi uyarınca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst oranda artırım yapılması, 4)İddianamede, 5237 sayılı TCK'nun 146/1. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, suça sürüklenen çocuklara ek savunma hakkı verilmeden, söz konusu maddenin uygulanmamasına karar verilerek, 5271 sayılı CMK'nun 226.maddesine aykırı davranılması, 5)Dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuk L.. E..'un, dayısı olan yakınan ile aynı konutta yaşamadığı gözetilmeden TCK'nun 167/2.maddesinin uygulanması, 6)5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamayan suça sürüklenen çocuklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının ödenmemesi halinde, hapse çevrilemeyeceği, ancak aynı maddenin 11. fıkrasına göre işlem yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 7)5271 sayılı CMK'nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocukları savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuklara Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafii ve suça sürüklenen çocuk L.. E.. velisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK'nın 326/son. maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 17/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.