Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17150 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 15506 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 6 - 2006/252275MAHKEMESİ : Kırıkhan Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 28/06/2006NUMARASI : 2006/657 Karar, 2006/399SUÇ : Elektrik hırsızlığıDosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan 5271 sayılı CMK.’nun 231/6.maddesinin a bendinde yazılı “ kasıtlı bir suçtan mahkum olmama ” koşulunun bulunmaması nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Yakınan kurumun zararını ödemek üzere borcu taksitlendirilen sanığın dava açılmadan önce sadece ilk taksiti ödediği halde kısmen geri verme ve tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için suçtan zarar gören yakınanın rızası aranacağı gözetilmeden sanık hakkında 5237 Sayılı TCK.’nun 168.maddesinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Kaçak elektrik tespit tutanağında " sayacın bakanlık mühürleri ile oynandığının” belirtilmesi karşısında; tutanak tanıkları dinlenerek, uzman bilirkişi aracılığıyla kurulu güce göre, normal kullanım süreleri de dikkate alınarak tutanak tarihinden önceki ve sonraki birer yıllık dönemleri içeren tüketim harcamalarının karşılaştırılarak, suç tarihinden önce tüketimde ciddi bir düşme olup olmadığı araştırılıp saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.’na göre elektrik hırsızlığı suçu ile birlikte mührü bozma suçunu da oluşturacağı gözetilerek yasa karşılaştırmasının denetime elverişli olacak şekilde yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3- 5237 Sayılı TCK.nun 51/7. maddesinde, hapis cezasına mahkum olan ve bu cezası ertelenen hükümlünün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği şeklinde düzenlemeye yer verildiği, erteli adli para cezasının aynen infaz edileceğine dair bir düzenleme ise bulunmadığından, sanığın adli para cezasından ibaret olan erteli mahkumiyetinin aynen infazına karar verilmesi, 4- Sabıkasına konu ilamın adli para cezalarına ilişkin olması ve kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında 5237 Sayılı TCK.’nun 51/1 madde ve fıkrasının a bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK.’nun 51.maddesi gereğince ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken; “ sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığını” içerir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi, 5-Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK.’nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceği, diğer haklar yönünden ise hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar yoksun bırakılacağı gözetilmeden, yazılı şekilde “TCK.’nun 53/1-a,b,c,d,e. bentlerinde yer alan hakları hapis cezasının infaz süresi boyunca kullanmasından yoksun bırakılmasına” karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 27.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.