Tebliğname No : 2 - 2012/184345MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/04/2012NUMARASI : 2011/186 (E) ve 2012/162 (K)SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre hükümlerin, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 Sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede ,Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle,hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, sanık Yusuf müdafii ile diğer sanıkların bu suça yönelik temyiz taleplerinin reddine dair 23.05.2012 tarihli ek kararda isbaetsizlik görülmediği gibi ek kararın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde ek karara yönelik temyiz talebinde bulunulmadığı, sanık Yusuf müdafii ile diğer sanıkların ve O yer C. Savcısının temyiz itirazlarının sanıklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1) Başka suçtan aynı yer cezaevinde tutuklu olarak bulunan sanık B.. G..'ün hükmün tefhim olunduğu oturumda hazır edilmeden, yokluğunda yargılama yapılarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, 2) Olay yerinde ahşap giriş kapısı üzerinden alınan 12 nolu avuç izi ile yatak odası giriş kapısı üzerinden elde edilen 13 nolu parmak izinin sanıklardan alınacak izlerle mukayesesinin yaptırıldıktan sonra, sanıkların hukuki durumlarının tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden,eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3) Ceza Muhakemesi Kanunun 213. maddesine göre sanığın hakim ya da mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadelerin duruşmada okunabilmesi kabul edilerek Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadelere de delil olma değeri tanınmıştır. Buna karşılık sanığın kollukça alınan ifadesine ilişkin tutanağın duruşmada okunabilmesi için kollukta ifade alındığı sırada müdafiinin hazır bulunması koşulu aranmaktadır. Somut olayda sanıklar atılı suçları işlediklerini mahkemede kabul etmemişlerdir. Kolllukta ise iafdeleri alınırken müdafiinin hazır olmadığı sırada sanıklar B.. G.. ve Y.. K.. suçlarını ikrar ettiklerinden, CMK'nun 213. maddesi uyarınca bu ifade tutanakları duruşmada okunamayacağı gibi hükme de esas alınamayacağı gözetilmeden atılı suçları sanıkların işlediklerine dair başkaca hangi delilllerin hükme esas alındığı açıklanıp tartışılmadan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,sanık Y.. K.. müdafii,sanıklar B.. G.. ve M.. E.. ile O yer C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.