Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17017 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19507 - Esas Yıl 2016





Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından sanık ...'nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 143, 116/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e maddesindeki haklar açısından hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haklardan ise koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına, anılan suçlardan suça sürüklenen çocuk ...'ün adı geçen Kanun'un 142/1-b, 143, 116/4, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay 16 gün hapis ve 6 ay 22 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2013 tarihli ve 2012/145 esas, 2013/93 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/07/2016 gün ve 914-206-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/09/2016 gün ve 2016/329226 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Dosya kapsamına göre, 1- Sanıklar ile birlikte suç işleyen dosyanın diğer sanığı ...'in temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 01/06/2015 tarihli ve 2014/9846 esas, 2015/11240 sayılı ilamında, “Yaz saati uygulamasına göre suç tarihinde gece sayılan zaman diliminin saat 21:05’te başlayıp 04:14’te sona erdiği, müştekinin soruşturma aşamasında suça konu motosikletin saat 00:00 ile 06:15 arasında çalındığını, kovuşturma aşamasında ise saat 21:00 ile 05:00 arasında çalındığını beyan etmesi karşısında, suçun işlendiği zaman aralığının hem gündüz hem de gece vakitlerine denk gelmesi nedeniyle, suçun gündüz vakti de işlenmiş olabileceği gözetilmeden ve saat 23:00’da işlendiğine ilişkin delillerin neler olduğu kararda açıklanıp tartışılmadan, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 143/1 ve 116/4. maddelerinin uygulanması... bozmayı gerektirmiş” şeklinde belirtildiği üzere, sanık ve suça sürüklenen çocuğun suça konu eylemlerini gece işlediklerine dair delillerin nelerden ibaret olduğunun açıklanıp tartışılmadan karar verilmesinde,2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2013 tarih ve 2012/145 E., 2013/93 K. sayılı kararı ile atılı suçlardan mahkûmiyetlerine karar verildiği ve konut dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi ile işlendiği kabul edildiği halde, 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.