Hırsızlık suçundan şüpheli.... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27/04/2016 tarihli ve 2014/123296 soruşturma, 2016/19557 esas, 2016/15601 sayılı iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/1-a ve 170/4. maddesine uygun bulunmadığından bahisle iadesine dair İstanbul 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2016 tarihli ve 2016/227 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile iddianamenin iadesi kararının kaldırılmasına ilişkin mercii İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/05/2016 tarihli ve 2016/410 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.11.2016 gün ve 9008-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.11.2016 gün ve 2016/392212 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 02/02/2012 tarihli ve 2011/27923 esas, 2012/2008 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “Yeni Türk Ceza Adalet Sistemi"nde benimsenen, "Kişilerin Lekelenmeme Hakkı" ile "Eksiksiz soruşturma ve Tek Celsede Duruşma" prensipleri uyarınca, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının mâkul sürede bütün delilleri toplamaları, sadece mahkûmiyetle sonuçlanacağını değerlendirdikleri hususları dava konusu yapmaları, beraatle sonuçlanacağını değerlendirdikleri eylemleri dava konusu yapmamaları, yâni bir nev'i filtre görevi yapmaları gerekir. Bu prensiplerin hayata geçirilebilmesi için mevzuatımızda ilk defa, 5271 sayılı Kanun’un 160/2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca; 170 ve 174. madde hükümleri ile de, iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. Soruşturma evresi uzun sürebilir. Ancak, kovuşturma evresinin yeni bir delil toplanmasına gerek kalmadan ve bir iki celsede yargılamanın bitirilmesi hedeflenmiştir. Anılan Kanun’un 174. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre de "Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir. Kaçak veya gaiplik halleri ve benzeri istisnai durumlarda şüpheli ya da sanığın ifadesi alınmadan da dava açılabilirse de; kural olarak "şüphelinin ifadesi" toplanması gereken en önemli delillerden birisi olarak kabul edilmektedir.” Bu itibarla somut olayda şüpheli....’in, müsnet suça ilişkin olarak savunmasının tespit edilmeden, usule uygun şekilde teşhis işlemi yaptırılmadan, güvenlik kamera görüntülerinin müştekiye izletilerek şikayetçinin kesin olmayanbeyanı ile iddianame tanzim edilmesi karşısında, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:5271 sayılı CMK'nun 174. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre "Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan" hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir. Kaçak veya gaiplik halleri ve benzeri istisnai durumlarda şüpheli ya da sanığın ifadesi alınmadan da dava açılabilirse de; kural olarak "şüphelinin ifadesi" toplanması gereken en önemli delillerden birisi olarak kabul edilmektedir.Somut olayda müştekinin çalıştığı pastanede müştekiden kullanmış olduğu telefonu isteyerek geri vermeyen kişiye yönelik yürütülen soruşturmada, atılı suçtan hakkında iddianame düzenlenen 0 507 120... no.'lu telefonun sahibi şüpheli.... dahil olmak üzere; atılı suçların kim ya da kimler tarafından, ne şekilde işlendiğine dair, hiçbir delil elde edilebilmiş değildir. Yalnızca....'e ait hattın ekindeki net olmayan nüfus cüzdanı fotokopisinde bulunan resmin müşteki tarafından kendisinin Murat olarak bildiği şahsa benzediği yönündeki beyanı dışında sanık hakkında iddianame düzenlemek için yeterli şüphenin bulunmaması karşısında, iade kararında da belirtildiği üzere; şüphelinin ifadesi alınmadan ve buna yönelik hakkında yakalama emri çıkarılmadan, dosyadaki güvenlik kamera kayıtları ve şüphelinin teşhise elverişli fotoğraları celp edilmeden ve kimliği hakkında araştırma yapılmadan kamu davası açıldığının anlaşılması ve belki de olaylarla hiçbir ilgisi olmayabilecek olan.... dinlenilmesi ve oluşacak duruma göre toplanması gereken ve belirtilen ilave bütün delillerin toplanması, suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil olduğundan, bu delil ya da deliller toplanmadan iddianame düzenlemesi, usul ve yasaya aykırıdır.Bu gerekçeler dikkate alındığında, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesince yasal olmayan gerekçeyle iddianamenin iadesine ilişkin karara yönelik itirazın kabulüne kararı verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL) 18. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 18/05/2016 gün ve 2016/410 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesinin 3.fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4.fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.