MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Mahkemece, suça sürüklenen çocuk ...'a Av. ...’ın bilgisi dışında müdafii olarak atandığı ve bu müdafiiye 14.02.2012 tarihli kararın tefhim olunduğu ancak, karara karşı adı geçen suça sürüklenen çocuk için temyiz yasa yoluna başvurmadığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verilen 14.02.2012 tarihli mahkumiyet hükmünün, bildirdiği adresine Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak sanığın adreste bulunmama sebebinin tebligat parçasına şerh düşülmediği, bu nedenle tebligat usulsüz olduğundan suça sürüklenen çocuğun 10.04.2012 tarihli temyizinin süresinde kabul edilmesi gerektiği, yine mahkemece verilen 02.05.2012 tarihli temyizin reddine ilişkin kararında aynı usulle Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle suça sürüklenen çocuğun 18.06.2012 tarihli temyiz talebinin de süresinde kabulü gerektiği gözetilerek 02.05.2012/218 tarih ve sayılı ek karar kaldırılmak suretiyle suça sürüklenen çocuğun temyiz isteminin hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;1-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan h??kme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Kanunun 3-B maddesi ile değişik 1412 Sayılı CMUK’nun 305/1.maddesi gereğince hüküm tarihine göre, temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuğun bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteğinin aynı kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak,1-Sorgusunun yapıldığı 18.10.2011 tarihinde 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuğun zorunlu müdafii bulundurulmadan sorgusunun yapılması suretiyle CMK'nın 150/2 ve 188/1. maddelerine aykırı davranılması,2-5237 sayılı TCK.nun 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Her ne kadar 5237 sayılı TCK.nun 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK.nun 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.