Tebliğname No : 6 - 2010/83744MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/05/2009NUMARASI : 2002/293 (E) ve 2009/393 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I-5237 sayılı TCK'nIn 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK' nın 493/1. maddesindeki suçun öğelerinin farklı olduğu, sanıkların hakkında uzlaşma nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilen temyiz dışı sanık M.. D.. ile birlikte suç tarihinde, şikayetçiye ait bilirkişi raporuna göre sağlam ve muhkem olan kapı demir parmaklığı ve asma kilidini kırarak iş yerine girmek suretiyle atılı hırsızlık suçunu işledikleri, şikayetçinin keşif sırasındaki ifadesinde iş yerinden 200.000.000 TL (eski) değerinde sigara ile 40.000.000-50.000.000 TL (eski) bozuk paranın çalındığını belirtmesi ve çalınan malların toplam değerinin suç tarihindeki ekonomik koşullar, paranın satın alma gücü ve yerleşik uygulamaya göre pek hafif olduğu, bu nedenle adli sicil kaydına göre aynı nitelikteki suçtan tekerrüre esas sabıkaları bulunmayan sanıklar hakkında 765 sayılı TCK’ nın 522. maddesinin de ( pek hafif) uygulanma olanağı bulunduğu, uzlaşma işlemlerinin sadece yaşı küçük temyiz dışı sanık M.. D.. hakkında yapıldığının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemine uyan 765 Sayılı TCK’nın 493/1-son, 522 (pek hafif), 59/2. maddelerine göre, 5237 sayılı TCK’nın aynı suça uyan 142/1-b, 62, 53, maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, şikayetin mevcut olması karşısında aynı Kanun 151/1, 116, 119/1-c maddelerine uyan mala zarar verme ve birden fazla kişi ile birlikte iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarını da oluşturduğu, bu suçlar yönünden CMK' nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, sanıkların lehine belirlenecek olan yasa maddeleri uyarınca uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, 765 sayılı TCK' nın 522. maddesi değerlendirilmeden sanıkların eyleminin aynı Kanunu 493/1-son maddesine uyması nedeniyle aleyhe olduğu gerekçesiyle, 5237 sayılı TCK' nın 142/1-b, 143, 62. maddeleri uyarınca hüküm kurulması ve sanıklar hakkında ayrıca uzlaştırma girişiminde bulunulmadan, temyiz dışı sanık M.. D.. hakkında yapılan uzlaştırma işlemi nedeniyle mağdurun vazgeçtiği kabul edilerek mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan bir karar verilmemesi, II- Kabule göre de; 1- İfadelerinde birbirini suçladıkları anlaşılan sanıklara aynı avukatın müdafii olarak atanması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 38 ve CMK' nın 152. maddelerine aykırı davranılması, 2- Olay tarihinde güneşin saat 05.34'te doğduğu, şikayetçinin “suçun saat 01.00 ile 09.00 arasında işlenmiş olduğunu” belirttiği, sanıkların suç saati ile ilgili kesin bir ifadelerinin bulunmadığı, temyiz dışı sanık M.. D..' ın sorgusunda olayın 04.00-04.30 da meydana geldiğini ifade etmesine rağmen, Savcılık ifadesinde saat 04.00-05.00 sıralarında meydana geldiğini söylediği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK'nın 6/1-e. Maddesine göre, suçun gece sayılan zaman diliminde işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan anılan Yasanın 143/1. maddesi ile cezada arttırma yapılması, 3- Temyiz dışı sanık M.. D..' ın soruşturma aşamasında, suçunu ikrar edip kendisinde bulunan sigaraları kolluk görevlilerine teslim ederek şikayetçiye iade edilmesini sağladığının anlaşılması karşısında; kısmi iade nedeniyle şikayetçinin onayı sorularak 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1. maddesinin, iadeye karşı bir duruş göstermeyen sanıklar hakkında uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması, 4- Sanıklara sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, müteselsilen alınmasına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK' nın 326/2 maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA), bozma sonrası kurulacak hükümde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 19/06/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.