Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15982 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23887 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 2 - 2012/188643MAHKEMESİ : Kadıköy 5. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 24/06/2009NUMARASI : 2007/1037 (E) ve 2009/1322 (K)SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) 20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5491 sayılı Çek Kanunun ile 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” un yürürlükten kaldırılmış olması ve sanığa ait adli sicil kaydında yer alan ve bu Kanunun 16/1. maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etmek fiilinin suç olmaktan çıkarılması karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden “daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunması nedeniyle” biçimindeki, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının a, b ve c bentlerinde belirtilen gerekçeleri içermediği için yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında aynı Kanunun 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-) Sanığın tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin olduğu ancak, 31.01.2012 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 5491 sayılı Yasanın 5. maddesine göre karşılıksız çek keşide etmek eyleminin “çek keşide etmekten yasaklılık’ idari cezaya dönüştürülmesi karşısında sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, 3-) Sanık hakkında hükmolunan hapis cezalarının, 5237 sayılı TCK’nun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmediği ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesi gerektiği, sanığın sabıkasındaki çek keşide etmekten yasaklılık idari cezasının ertelemeye engel teşkil etmediği gözetilmeden, “sanığın sabıkalı geçmişi, suçun işleniş biçimine göre ertelenmesi halinde bir daha suç işlemekten çekineceğine ilişkin mahkememizde kanaat oluşmadığından” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmolunan cezaların ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, 4-) Sanığa atılı suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu için, 5237 sayılı TCK’nun 165/1. maddesinin suç tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile, “altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası (9.7.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5918 sayılı Yasanın 3. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası)” yaptırımlarının, her ikisinin de birlikte öngörüldüğü, yasada hapis ile birlikte öngörülen adli para cezasının gün sayısının alt sınırının gösterilmediği hallerde aynı Yasanın 52/1, maddesi gereğince, alt sınırın beş gün olduğu, somut olayda hükmün gerekçesinde, sanık hakkında yüklenen suçtan dolayı temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine karar verildiği belirtilerek ve bu karar doğrultusunda hapis cezası yasa maddesinde gösterilen alt sınırdan belirlendiği halde, adli para cezasının, gün sayısının 5 gün yerine, 60 gün olarak belirlenmesi suretiyle, TCK’nun 165/1 ve 52/1. maddelerine açıkça aykırı davranılması sonucu, fazla adli para cezasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.