Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15655 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11976 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2009/284691MAHKEMESİ : Şişli 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/06/2008NUMARASI : 2007/956 (E) ve 2008/704 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa müdafii atanması zorunlu değil ise de, Mahkemece tensiben sanığa CMK.nun 150/3. maddesi uyarınca müdafii atandığı, 18.10.2007 tarihli ilk celseye sanık müdafii Avukat İ.C. H.un da katıldığı, sanığın savunmasını müdafii huzurunda yapacağını beyan ederek müdafii atanmasına rıza gösterdiği, ancak sanık müdafiinin ilk oturum dışında diğer oturumlara katılmadığı ve görevini yerine getirmekten kaçındığı, hükmün sanığın ve sanık müdafiinin yokluğunda verilip, sanık müdafiine tebliğ edildiği ve müdafiinin hükmü temyiz etmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılmakla, avukat ile sanık arasında hukuken geçerli bir müdafiilik ilişkisi kalmadığından sanık müdafiine yapılan tebligat usulsüz olup, sanığın 18.02.2009 tarihinde öğrenme üzerine hükmü süresinde temyiz ettiği kabul edilerek sanığın temyiz reddine dair 25.02.2009 tarih ve 2009/62 değişik iş sayılı ek kararı kaldırılarak, 19.06.2008 tarih ve 956-704 sayılı hükmün yapılan temyiz incelemesinde Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanık müdafiinin duruşmaya katılmaması ve görevini yerine getirmekten kaçınması karşısında, CMK.nun 151/1. maddesine göre, mahkemece derhal başka bir müdafii görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapması gerekirken yargılamaya devamla ve müdafiinin yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması, 2- Sanığın park halindeki kilitli aracın camını kırarak içindeki çantayı alması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 3- 5237 sayılı TCK.’nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hakkını kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.