MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : Mahkumiyet, eski hale getirme ve temyiz isteminin reddiDosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın yokluğunda verilen kararın temyiz edilmediği gerekçesiyle kesinleştirilerek infaza verildiği ancak sanığın kararın tebliğ edildiği 17.10.2011 tarihinde başka suçtan cezaevinde bulunduğunu bildirerek 07.02.2013 tarihli dilekçe ile eski hale getirme talebiyle birlikte hükmü temyiz ettiğini bildirmesi üzerine Mahkemenin 11.02.2013 tarihli ek kararı ile sanığın eski hale getirme ve temyiz istemlerinin reddine karar verilmiş ise de ;5271 sayılı CMK.’nın 42.maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden mahkemenin 11.02.2013 günlü red kararının hukuken geçersiz olduğu belirlenmekle ve yoklukta verilen 07.09.2011 tarihli hükmün,7201 sayılı Tebligat Kanunun 10.maddesine 6099 sayılı Kanunun 3.maddesi ile yapılan değişiklikle “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde,muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adres olarak kabul edileceğinin ve tebligatın buraya yapılacağının kabul edilmesi” karşısında,07.09.2011 tarihli gerekçeli kararın sanığın adres kayıt sisteminde yer alan adresi yerine dosyada bulunan adresine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu anlaşıldığından sanığın eski hale getirme isteminin kabulüne karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde, Eylemin gece sayılan zaman dilimi içerisinde gerçekleşmesi nedeniyle sanığa verilen cezanın TCK'nın 143.maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığı için bozma nedeni yapılmamış,diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 Sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA,ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan,sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına,karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,10/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.