Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15256 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27903 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/74409MAHKEMESİ : Karaman 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/12/2008NUMARASI : 2007/148 (E) ve 2008/1048 (K)SUÇ : Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Suç tarihinde başka bir suç nedeniyle polis merkezine getirilen ve elsvapları alınmak istenen sanığın tuvalete gitmek istediğini söylemesine karşın olay yeri inceleme ekibinin el svapları alma işi bittikten sonra tuvalete gidebileceğinin söylenmesi üzerine müşteki polis memurlarına hakaret ettiğine dair 23.01.2007 tarihli tutanak düzenlendiğinin ve olay yerinde Serdar adlı şahsın da bulunduğunun anlaşılması karşısında adı geçen kişi de tanık olarak dinlenmek suretiyle sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Ceza yasasında,hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece,öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 125/1.maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 3- 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş,sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.