Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15256 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 40457 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 2 - 2009/183059MAHKEMESİ : Haymana Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 22/01/2009NUMARASI : 2009/21SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı ve mühür bozma Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın yokluğunda verilen ve 08.04.2009 tarihinde tebliğ edilen hükümde, kararın tebliğden itibaren 7 gün içinde temyiz yerine istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilerek sanığın yanıltıldığı, dolayısıyla yasa yolu bildiriminin yönetimince yapılmadığından sanığın 29.06.2009 tarihli temyiz istemi süresinde kabul edilip temyiz isteminin reddine dair gün ve 01.07.2009 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek 22.01.2009 tarihli hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde: Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın tarımsal sulama amaçlı olarak abonesiz ve kuruma kaydı olmayan sayaçtan elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine 06.08.2007 tarihinde tutanak düzenlenip elektriğinin kesildiği; 15.08.2007 tarihinde yapılan kontrolde ise elektriği açarak aynı şekilde kullanmaya devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine yine elektrik kesilerek sayaç mühürlenmesine rağmen mührü bozarak abonesiz elektrik kullanmaya devam ettiğinin 25.10.2007 tarihli tutanak ile tespit edildiği, bilirkişi raporuna göre de, kuruma kaydı bulunmayan sayacın kaydettiği tüketimin kurulu güce göre düşük olduğunun anlaşıldığı olayda; abonesiz kullandığı elektrik iki defa kesilmesine rağmen ısrarla elektriği açarak abonesiz olarak kullanmaya devam eden sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiği ve eylemlerinin elektrik enerjisi hırsızlığı suçunu oluşturduğu sabit olduğundan tebliğnamedeki bu hususa değinen bozma görüşüne; 5271 sayılı CMK.nun 174/3. maddesine göre, mahkeme tarafından iddianame veya soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılacağından, iddianamenin zımmen kabul edildiği ve iddianamenin kabulü kararı verilmediğinden duruşmaya başlanmadan okunamayacağı anlaşıldığından tebliğnamedeki 2 numaralı bozma görüşüne ve sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçeler yeterli ve yasal olduğundan tebliğnamedeki 5 numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiş ve dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)-Bir suç işleme kararının icrası kapsamında 06.08.2007, 15.08.2007 ve 25.10.2007 tarihlerinde üç kez elektrik enerjisi hırsızlığı suçunu işleyen sanığın eylemleri arasında hukuki bir kesinti olmaması ve tutanak tarihleri arasındaki geçen süre gözetildiğinde, sanık hakkında bir cezaya hükmedilmesi ve zincirleme suç hükümleri uygulanarak hükmedilen cezasında 5237 sayılı TCK.nun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılması gerekirken bu suçtan ayrı ayrı üç kez mahkumiyet hükmü kurulması, 2)-Sanık hakkında mühür bozma suçundan ceza tayin idilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 Sayılı CMK.nun 232/6. maddesine aykırı davranılması, 3)-Sanık hakkında mühür bozma suçundan hükmolunan 6 ay hapis cezasının kısa süreli olduğu ve bu cezanın yasada aranan diğer koşullar bulunduğunda adli para cezası ya da önlemlerden birine çevrilmesine yasal bir engel bulunmadığı halde, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özelliklerin değerlendirildiği yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden kısa süreli hapis cezası olmadığından yasal olanak bulunmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,4)-Kabule göre de;5237 sayılı TCK.nun 168. maddesinde düzenlenen etnik pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının her suç için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiğinden, şikayetçi kurumdan sanık tarafından yapılan kısmi ödemenin hangi tutanaktan dolayı tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeline ilişkin olduğu sorulup bu tutanaktan dolayı kaçak kullanılan elektriğin suç tarihindeki normal tarifeye göre hesaplanacak vergisiz ve cezasız değerini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp sonucuna göre, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespit edilmesi gerekirken üç tutanak birlikte değerlendirilerek kısmi ödeme yapıldığı ve şikayetçi kurumun muvafakati olmadığından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması, Bozmayı gerektirmiş,sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 04/07/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.