Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14987 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27203 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : HakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; I-Sanığın duruşma hakimi Hasibe Nazan Demirkan'a yönelik eylemi nedeniyle hakaret suçundan verilen karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık hakkında hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK.nun 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK.nun 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından,sanık müdafiinin dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, II-Sanığın, katılan ...'a yönelik eylemi nedeniyle hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık hakkında aleniyet hükümlerinin uygulanması sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK.nun 125/4. maddesi yerine 25/4 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür. İzmir 6 Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2007/418 esas sayılı dava dosyasına ilişkin belgeler ile kovuşturma evresine ait tutanakların dosya içerisine alındığı anlaşıldığından tebliğnamede yer alan (1) nolu bozma düşüncesine, avukat olan sanık ...'nin,İzmir 27 Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/504 esas sayılı dava dosyasının 25.01.2007 tarihli oturumunda sanık müdafii olarak dava ve duruşmalara kabulüne karar verildiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamede yer alan (4) nolu bozma düşüncesine , sanık hakkında yürütülen disiplin soruşturması ceza davasının sonucunu etkilemeyeceğinden (5) nolu bozma düşüncesine,olay hakkında görgü ve bilgisi olduğuna dair bir iddia ve delil bulunmayan mahkeme hakiminin dinlenmesinde hukuki yarar olmadığından (6) nolu bozma düşüncesine katılınmamıştır.Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak ; I-Tanılar Dilek Erden,Ulaş Dilek ve Ahmet Eroğlu'nun sanığın hakaret etmediğini belirtmeleri, tanık Yaşar Özbay'ın ise kovuşturma evresindeki anlatımıyla, soruşturma evresindeki anlatımının kendi içinde ve diğer tanık beyanları ile çelişkili olması karşısında ; beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ,giderilemediği takdirde ise hangi anlatımın hangi nedenle üstün tutulduğu açıklanarak ve katılanın soruşturma evresinde 16.03.2007 tarihinde verdiği ifadesinde katip Bilal Erdemin olaya tanık olduğunu belirtmesi nedeniyle , Bilal Erdem de tanık sıfatıyla dinlendikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,II-Kabule göre ; 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2-Sanığın tek bir fiille ,katılan ... ile hakim Hasibe Nazan Demirkan'a hakaret ettiğinin kabul edilmesi karşısında ,sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 43/2 maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden ,iki ayrı suçtan hüküm kurulması, ancak hakim Hasibe Nazan Demirkan'a yönelik eylemi nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması karşısında ,bu karara yönelik sanık müdafii tarafından yapılan itirazın sonucu beklenerek, oluşacak duruma göre sanık hakkında aynı yasanın 43/2. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Hakaret suçu yönünden özel tahrik hükümlerini düzenleyen 5237 sayılı TCK.nun 129. maddesinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden,aynı yasanın 29. maddesinin uygulanması, 4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas-2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa atılı hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı ve daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin de olmadığı anlaşılan sanık hakkında,5271 sayılı CYY.nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “Katılanın zararının giderilmemesi ” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.