Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14826 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27796 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 2 - 2009/293483MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 05/05/2009NUMARASI : 2008/475 (E) ve 2009/396 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya içeriğine göre uygulamaya yönelik diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Eşi ile birlikte hastaneye giden sanığın görevli doktor ve hemşire ile muayene konusunda tartıştığı, eşinin sağlık karnesine protokol numarasının yazılmasını istemesine rağmen katılanların bu isteği yerine getirmedikleri, bunun üzerine sanığın sinirlenip katılanlara bağırdığının kabul edildiği olayda, sanığın davranışlarının nezaket sınırlarını aşsa bile yapılan uygulamaya yönelik bir sızlanma niteliğinde olduğu, suç işleme bilinç ve iradesi ile söylediğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı nazara alınarak sanığın beraatına kararı verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen gerekçeyle mahkumiyet hükmü kurulması, 2-) Kabul ve uygulamaya göre de, a-) Aynı ortamda bulunan katılanlara aynı konuşma süreci içinde hakaret ettiği kabul edilen sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 43/2.maddesinin uygulanması gerekirken, sanığın eylemi iki ayrı suç kabul edilerek hakaret suçundan iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi, b-) Sanığın kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ettiği kabul edilip, 5237 Sayılı TCK'nın 125/3-a. maddesine göre uygulama yapıldığı halde, uygulanan kanun maddesi olarak aynı Kanun’un 125/1.maddesinin gösterilmesi, c-) Hakaret suçunda özel haksız tahrik hükmü olan 5237 Sayılı TCK’nın 129.maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun genel haksız tahrik indirimini düzenleyen 29.maddesinin uygulanması, d-) Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 Sayılı TCK’nın 125/1.maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, e-) Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığı, dolayısıyla 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (a). bendinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı maddenin (c). bendinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zarar olduğu, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan ve hakimin basit bir araştırma ile saptayabileceği herhangi bir maddi zararın belirlenmediği gözetilerek, sanık hakkında 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6. fıkrasının (b). bendinde belirtilen, “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “katılanın zararının karşılanmadığı, şartların oluşmadığı” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.