Tebliğname No : 2 - 2012/183790MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2011/657 (E) ve 2012/860 (K)SUÇ : Hırsızlık, İşyeri dokunulmazlığının ihlali, Mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Savunması esas mahkemesinde alınan sanık hakkında başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse tahliye edilmesine karar verilip, Ankara 2 nolu L tipi Ceza İnfaz Kurumu tarafından gönderilen ve sanığın başka suçtan hükümlü olduğu için serbest bırakılmadığı 23/02/2012 tarihli yazı ile bildirilen sanığın, UYAP sorgusunda da kararın verildiği 10/05/2012 tarihli celsede başka suçtan aynı yargı çevresindeki cezaevinde bulunduğu anlaşılan sanığın son oturumda hazır bulundurulmadan yokluğunda yargılama yapılarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması, 2-Oluş ve dosya içeriğine göre iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişiyle işlendiğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK.nun 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Mağdurun, işyerinden çıkıp kaçarken gördüğü sanığın bindiği aracın plakasını verdiği kolluk görevlilerinin o bölgede bildirilen plakalı aracı görüp kesintiye uğrayan takip sonrası aracı durdurup sanığı yakalaması şeklinde gerçekleşen olayda, kesintisiz bir takip bulunmadığı gözetilmeyerek sanık hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanması, 4-15/12/2011 tarihli olay yeri inceleme raporunda ve görgü tespit tutanağında, iş yerinin alümünyum doğrama giriş kapısının dil kısmının dışarda ve sert cisim izlerinin olduğunun, kilit bölgelerinin zorlanmış olduğunun belirtilmesi ve mağdurun da 26/01/2012 tarihli mahkemedeki ifadesinde kapının levye ile zorlanarak ve genişletilerek açıldığı ancak kapıya herhangi bir zarar verilmediğini söylemesi dışında mala zarar verme suçunun ne şekilde oluştuğuna dair sanığın mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilmediği gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 5-Sanık müdafiinin 23/02/2012 tarihli oturumdaki lehe hükümlerin uygulanması isteğinin kısa süreli hapis cezasına seçenek tedbirlerin uygulanması talebini de içerdiği halde, bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi, 6-Daha ağır cezayı içeren Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 09/03/2009 tarih, 68-95 sayılı ilamının tekerrüre esas alınması gerekirken, Ankara 14.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/06/2009 tarih, 1071-538 esas sayılı ilamının mükerrirliğe esas alınması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 27/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.