Tebliğname No : 6 - 2009/264160MAHKEMESİ : Uşak 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/10/2008NUMARASI : 2008/300 (E) ve 2008/779 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I- Sanıklar H.. C.. ve H.. T..'in yüklenen suçu işlemedikleri yönündeki savunmalarının aksine, sanık Ö.. V..'ın aşamalarda birbiriyle çelişen, sonradan geri aldığı soyut suç atma biçimindeki anlatımları dışında, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtlar gösterilip, karar yerinde tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmesi, II- Kabule göre de; 1- Katılan kurumun görevlisi olan Ş.. E..'nin 24.06.2008 tarihli ifadesinde, hatların yer altına taşınması nedeniyle çalınan elektrik kablolarının yeni döşendiğini ve henüz elektrik verilmediğini belirtmesi karşısında; olayda kamu hizmetine tahsis edilme unsurunun gerçekleşmediği ve yer altına taşıma işlemi nedeniyle henüz akım verilmeyen elektrik kablolarının çalınması şeklindeki eylemin, kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde aynı madde ve fıkranın (a) bendi uyarınca hüküm kurulması, 2- Suç tamamlandıktan sonra failin pişman olması durumunda suç sonunda elde edilen eşyanın iade edilerek veya tazmin suretiyle mağdurun zararının giderilmesi halinde şahsi bir hal olan etkin pişmanlıktan söz edilecektir. Anılan koşul yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözle ifadesi zorunluluğu bulunmayıp söz ve/veya davranışlar yoluyla ifade edilmesi olayın özelliğine göre olanaklı olabilecektir. İade veya tazmin hususunun gerçekleşmesi fail tarafından suçun kabul edildiği anlamına da gelmez, yeter ki failin iadeyi serbest iradesiyle gerçekleştirdiği sabit olsun. Somut olayda da sanık Ö.. V..'ın başka bir suç nedeniyle yakalandıktan sonra, atılı suç ile ilgili başvuru bulunmadığı halde, suçu ikrar ederek çaldıkları kabloların bakır kısımlarını çıkartarak hurda haline getirip temyiz dışı C.. S..'ya sattıklarını söyleyerek, hurda halindeki kabloların C.. S..'dan elde edilerek iadesini sağlaması, diğer sanıkların da iadeye karşı bir duruşlarının bulunmadığının anlaşılması karşısında; katılan kurumdan kısmi iadeye onay verip vermediği sorularak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükmünün uygulama olanağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile ve sanıkların olaydan sonra, pişmanlık duyup, katılanın zararını gidermedikleri bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığı şeklinde dosya içeriğine uygun bulunmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 3- 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi, 4- Birlikte suç işleyen sanıklara yargılama giderlerinin ayrı ayrı yükletilmesi gerekirken, sanıkların müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar Ö.. V.., H.. T.. ve H.. C.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine 29/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.