Tebliğname No : 2 - 2008/206471MAHKEMESİ : Karahallı Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/03/2008NUMARASI : 2007/27 (E) ve 2008/15 (K)SUÇ : Hakaret-Kasten yaralama Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanık R.. D.. hakkında kasten yaralama suçu nedeniyle verilen temyiz isteminin reddine dair, 01.04.2008 gün ve 2007/27-2008/15 sayılı ek karar ile Y.. Ç.. hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından verilen 27.05.2008 gün ve aynı sayılı ek kararlarda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu kararlara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz istemlerinin reddine dair ek kararların istem gibi ONANMASINA 2-Sanık M.. Ç.. hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve O Yer Cumhuriyet Savcısının tekyiz itirazlarının incelenmesinde, Karahallı Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2008 gün ve 30.06.2003 tarihinde kesinleşen ilamdaki hapisten çevrilen erteli para cezası nedeniyle sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (1) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; a-Sanığın savunmasının alındığı 01.11.2007 tarihli duruşma tutanağının 1.sayfasının zabıt katibi tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 Sayılı CMK.nun 219. maddesinin 1.fıkrasına aykırı davranılması b-5237 sayılı TCK’nun 58.maddesinin 3.fıkrasında “tekerrür halinde sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezasıyla adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunacağı” ve aynı Kanunun 50.maddesinin 2.fıkrasında ise, “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmişse bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği” düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında mükerrir olması nedeniyle uygulanan maddede seçenek olarak öngörülen yaptırımlardan hakimin tercih hakkı bulunmadığından zorunlu olarak hapis cezasına karar verilmesinin gerekmesi karşısında, bu cezanın, koşulların bulunması durumunda aynı Kanun’un 50/1.maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Ancak; 5237 sayılı TCK’nun 50/2.maddesine göre, uygulanan maddede hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve zorunluluk olmaksızın hapis cezasının mahkemece tercih edilmesi halinde bu durumda artık hapis cezası adli para cezasına çevrilemeyecektir.Açıklanan nedenlerle, somut olayda seçenekli cezalardan kısa süreli hapis cezasına tekerrür nedeniyle zorunlu olarak hükmedildiğinden, bu cezanın yasada aranan diğer koşullar bulunduğunda adli para cezası ya da önlemlerden birine çevrilmesine yasal bir engel bulunmadığı halde hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının 5237 Sayılı TCK.nun 50.maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, c-5237 Sayılı TCK.nun 63.maddesi uyarınca sanığın kişisel özgürlüğünü sınırlama sonucunu doğuran gözlem altında kaldığı sürenin hükümlülüğünden düşülmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken gözlem altında kaldığı bir günün cezadan indirilmesi sonrası belirlenen cezanın da asıl ceza gibi gösterilmesi suretiyle infazda duraksamaya sebebiyet verilmesi d- 5237 sayılı TCK.nun 51/7. maddesinde hapis cezasına mahkum olan ve bu cezası ertelenen hükümlünün, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilip verilmeyeceğine ilişkin değerlendirmenin, deneme devresi içinde işlenen ikinci suç kesinleştikten sonra aynen infazına karar verilen ilama ait dosya üzerinde yapılması gerektiğinden, dosyasına ihbarda bulunulmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sanığın sabıkasındaki Karahallı Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2005 tarih ve 2003/9-47 sayılı ilamdaki cezasının aynen infazına karar verilmesi, e-Mahkum olan sanıkların, sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine, giderlerin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 Sayılı CMK.nun 326.maddesinin 2.fıkrasına aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.