Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13536 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6348 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 2 - 2012/87772MAHKEMESİ : Bakırköy 15. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/10/2011NUMARASI : 2009/246 (E) ve 2011/611 (K)SUÇ : Hırsızlık Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 19.10.2011 tarihli gerekçeli kararın, Tebligat Kanununun 10/1.maddesi uyarınca, sanığın 12.04.2011 tarihinde yakalama kararı üzerine Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinde savunması alınırken bildirdiği en son adresine tebliğ edilmesi gerekirken, 10.01.2011 tarihinde bildirdiği adresine tebliğ edildiği, bu adreste sanığın oturmadığı, annesinin oturduğu, onun da kızının yanında olduğu bildirildiği ve farklı bir mernis adresinin de bulunduğu anlaşıldığı halde bu adrese aynı kanunun 35. maddesine göre tebligat yapıldığı, bildirdiği son adresi yerine daha önce bildirdiği adresine yapılan bu tebliğ işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın, 13.12.2011 tarihli temyiz isteminin, öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamede yer alan temyiz isteminin reddi yönündeki görüşe katılınmamıştır. I-Sanığın karakolda alınan ifadesinde suça konu bilgisayarı satın aldığını söylemesine karşın mahkemede alınan ifadesinde arkadaşı olan S.B. bilgisi dahilinde aldığını, başkasına ait olduğunu bilmediğini söylediğinin anlaşılması karşısında; sanığın ifadeleri arasındaki çelişki giderilip sanığın ifadesinde geçen tanık S. B. dinlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, II-Kabule göre de; 1-Faturası olmayan bilgisayarı satmaya çalışan bir şahıs olduğuna ilişkin ihbar üzerine polislerin sanığı yakaladıkları, sanığın bilgisayarın kendisine ait olduğunu söylemesine karşın fatura sunamaması nedeniyle bilgisayara el konulduğu, bilgisayar üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayetçiye ait olduğunun anlaşılması karşısında; rızai iadenin olmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmemesi, 2-Suça konu bilgisayarın şikayetçiye iade edilmiş olması, sanığın adli sicil kaydındaki Çanakkale 1. Sulh Ceza Mahkemesi ve Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi ilamlarının kesinleşme tarihlerinin bu suç tarihinden sonra olduğu, Diyarbakır 2. Tak. Hv. Kv. Kom Askeri Mahkemesinin ilamının ise 4616 sayılı yasa uyarınca ertelemeye ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “Suç kastının yoğunluğu, bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde vicdani kanı oluşmadığından CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” biçimindeki, bir daha suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate nasıl varıldığına ilişkin bir açıklama içermeyen, yasal ve dosya içeriğine de uygun olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3-Sanığın adli sicil kaydındaki Çanakkale 1. Sulh Ceza Mahkemesi ve Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesi ilamlarının kesinleşme tarihlerinin bu suç tarihinden sonra olduğu, Diyarbakır 2. Tak. Hv. Kv. Kom Askeri Mahkemesinin ilamının ise 4616 sayılı yasa uyarınca ertelemeye ilişkin olduğu ve 5237 sayılı TCK'nın 51/1-a bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanık hakkında ertelemeye yer olmadığına karar verilirken, 51/1-b bendinde belirtilen “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “Suç kastının yoğunluğu, bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde vicdani kanı oluşmadığından 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında 51. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 28/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.