Tebliğname No : 2 - 2009/19039MAHKEMESİ : Bozüyük Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 08/10/2008NUMARASI : 2008/140 (E) ve 2008/304 (K)SUÇ : Kasten yaralama, hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I- O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin sanık hakkında kasten yaralama suçu yönünden kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 1- Katılan Münevver’in yaralandığına ilişkin düzenlenen doktor raporu, katılanın aşamalarda değişmeyen ifadeleri, sanığın Emniyet Müdürlüğü’nde “Emine bana saldırdı, ben de kendimi korumak amacıyla kendisine kolumu savurdum. Aramızda kısa bir arbede yaşandı” şeklindeki ifadeleri, soruşturma sırasında dinlenen adliyede görevli polis memuru tanık C. K.’nın “şahıslar adliyenin ön tarafında birbirlerini darp etmeye çalışıyorlardı. Hemen olaya müdahale ettim ve tarafları birbirinden ayırmaya çalıştım.” biçimindeki anlatımları değerlendirilmeden ve olayın tek görgü tanığı olan C. K. dinlenmeden, ayrıca katılanın yaralanması ile ilgili düzenlenen doktor raporuna ise neden itibar edilmediği yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmadan, sanık hakkında atılı kasten yaralama suçundan beraat kararı verilmesi, 2- Kabule göre de, “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” yerine, 5271 Sayılı CMK’ da yer almayan “sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak,objektif ve kesin delil elde edilemediğinden” biçimindeki gerekçe ile beraat kararı verilerek 5271 Sayılı CMK'nın 223/2-e maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, II- Sanık hakkında hakaret suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde; Sanığın adli sicil kaydında yer alan Bozüyük Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30.10.2006 tarihli ilamı ile tehdit suçundan hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı Kanunun 4.maddesinin 1.fıkrası uyarınca para cezasına çevrilmesi ve aynı kanun maddesinin 4.fıkrasında uygulamada asıl mahkumiyetin bu madde hükümlerine göre, çevrilen para cezası veya tedbir olduğunun, ancak bu madde hükümlerinin uygulanmasının, kanun yoluna başvurmada engel teşkil etmeyeceğinin belirtilmesi karşısında, söz konusu hükmün temyizinin mümkün olduğunun ve anılan ilam nedeniyle mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanık hakkında belirlenen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5237 Sayılı TCK’nın 51/1.maddesinin (b).bendinde belirtildiği gibi “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşup oluşmadığının” irdelenmesi gerekirken, hükmün gerekçe kısmında “sanığın duruşmada gözlenen kişiliği dikkate alınarak, bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmadığının” belirtildiği, hüküm fıkrasında ise “sanığın geçmişteki sabıkalı kişiliği dikkate alındığında mahkememizce bir daha suç işlemeyeceği ve suçtan pişmanlık duyduğu yönünde olumlu kanaat oluşmadığı, cezanın ertelenmesinin caydırıcı olmayacağı” şeklinde gerekçelere yer verildiği, ayrıca sanığın yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak hakkında 5237 sayılı TCK’nın 62.maddesinin uygulanmasına karar verildiği halde, hükmün gerekçesinde sanığın duruşmada gözlenen kişiliği olumsuz olarak değerlendirilip hakkında ertelemeye ilişkin hükümlerin uygulanmadığı belirtilmek suretiyle gerekçede çelişkiler yaratılması, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.