Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13270 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27236 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 2 - 2009/163515MAHKEMESİ : Trabzon 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/03/2008NUMARASI : 2007/418 (E) ve 2008/92 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan bir zararının da belirlenemediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı gözetilmemekle beraber, bu gerekçelerin yanında sanığın kişilik özellikleri değerlendirilerek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Oluşa ve dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra da seçilen cezanın alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda; sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1. maddesinde hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığı halde, yasada öngörülen seçenekli yaptırımlardan hapis cezasının seçilmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmemesi, 2-Sanık hakkında hükmolunan cezanın 5237 Sayılı TCK.nun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmediği ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdikleri pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususlarının değerlendirilmesi gerektiği ve sanığın adli sicil kaydındaki para cezasından ibaret sabıkasının taksirli bir suça ilişkin olması nedeni ile ertelemeye engel teşkil etmediği gözetilmeden, ''sanığın sabıkalı oluşu suç işleme hususundaki eğilimi'' şeklindeki yetersiz gerekçe ile TCK.nun 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.