Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1266 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 366 - Esas Yıl 2017





Elektrik hırsızlığı suçundan sanık ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 492/2, 522, 59/2 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 2.970,00 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Muş Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2005 tarihli ve 2005/257 esas, 2005/254 sayılı kararını müteakip, 5 yıllık tecil süresinin dolduğundan bahisle sanık hakkındaki hükmün ortadan kaldırılmasına ilişkin MUŞ 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2016 tarihli ve 2016/8 esas, 2016/88 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06/01/2017 gün ve 94660652-105-49-14245-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/01/2017 gün ve 2017/2880 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre, her ne kadar Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesince, 5 yıllık tecil süresinin dolduğundan bahisle hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/04/2005 tarihli kararından sonra 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ve 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği, yine 6352 sayılı Kanun’un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanun'un 142/1-f bendinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması gerekeceğinden, sanık tarafından kurum zararının giderilmemiş olduğu da dikkate alındığında, karşılıksız yararlanma olarak 5237 sayılı Yasa'nın 163/3. maddesi kapsamına alınan suçun, 6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş olması nedeniyle zararı tazmin etmesi halinde hükümlü hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, mahkemece duruşma açılıp, kurum zararı normal tarifeye göre vergi ve cezalar hariç olarak bilirkişiye hesaplattırılarak, belirlenen kurum zararını gidermesi halinde, 6352 sayılı Yasa'nın geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair hükümlüye bildirimde bulunulması, ödeme için makul bir süre verildikten sonra ödemesi halinde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, ödememesi halinde ise hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanun'un 142/1-f bendinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Muş 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 01.02.2016 gün ve 2016/8 E., 2016/88 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 06/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.