Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12608 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26778 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 2 - 2009/116242MAHKEMESİ : Polatlı Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/12/2008NUMARASI : 2008/23 (E) ve 2008/478 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; I-Sanık H.. D.. hakkında verilen hüküm yönünden, Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan yakınanın 5271 sayılı CMK’nın 260/1.madde ve fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede; Suçtan zarar görmüş bulunan yakınan Ö.. Y..'ın, 15.04.2008 tarihli duruşmada sanık hakkında şikayetçi olduğunu ifade etmesi karşısında; yakınana 5271 Sayılı CMK’nın 234 maddesi uyarınca hakları anlatılıp açıklanmayarak ve suçtan zarar gören sıfatı ile davaya katılmak isteyip istemediği sorulmayarak 5271 sayılı CMK’nın 234/1-b ve 3 madde ve fıkraları ile 238/2.maddelerine aykırı davranılması, II-Sanık Ö.. Y.. hakkında verilen hüküm yönünden, Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir.Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1. maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 125/3-a-4. maddeleri uyarınca belirlenen cezadan aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken 11 ay 20 gün yerine 11 ay 25 gün hapis cezasına hükmedilerek sonuç cezanın fazla belirlenmesi, 3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.06.2008 tarih, 2008/2-149 esas, 2008/163 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, koşullu bir düşme nedenini oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, objektif koşulların varlığı halinde, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesinin 5.fıkrasının son cümlesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edeceği ve bu itibarla 5237 sayılı TCK'nun 50.maddesi gereğince seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin düzenlemelere göre daha lehe olduğu gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nun 231.maddesinin 7.fıkrasına yanlış anlam verilerek yazılı şekilde “Sanık hakkında seçenek yaptırım uygulandığından...” biçimindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 4- Suç için, yasada, kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza (hapis cezası) ve para cezası seçenekli olarak öngörülmüş olup da, mahkemece özgürlüğü bağlayıcı cezaya (hapis cezasına) hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez (Yeni TCY.m.50/2). Bu durumda, yasada yalnızca adli para cezasına çevrilemeyeceği belirtildiği için, önlemlere çevrilebilir. TCY.nın 125/3-a maddesindeki suç tanımında, hapis cezası ile adli para cezası seçenekli olarak öngörülmüştür. Mahkemece hapis cezasına hükmedilmesine karşın, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle aynı Yasanın 50/2.maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi sanık Ö.. Y..'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanık H.. D.. hakkındaki hüküm yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı kısmen istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca sanık Ö.. Y.. hakkında yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının GÖZETİLMESİNE, 14/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.