Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12587 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26722 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 2 - 2009/83328MAHKEMESİ : Sürmene Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/11/2008NUMARASI : 2008/50 (E) ve 2008/178 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın, üzerine atılı hakaret suçunu eşi A.S.'a ait “D. Ticaret” adlı işyerinde işlemiş olması karşısında sanık hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanma olasılığının tartışılmamış olması, 2- Yakınanın, kamu görevlisi olması sebebiyle sanık hakkında hükmolunan cezada artırım yapılırken 5237 sayılı TCK'nın 125/3-a maddesi yerine, 125/2-a maddesinin gösterilmesi, 3-5237 sayılı Yasanın 61.maddesinin 8.fıkrası uyarınca adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimlerin, gün birimi üzerinden yapılması gerektiği gözetilmeyip, TCK'nun 125/3-a maddesi uyarınca belirlenen 365 gün adli para cezasında, aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca yapılacak indirim ile 304 gün adli para cezasının para birimine dönüştürülmesi gerekirken, 365 gün adli para cezasının da, 7.300.00TL. yerine 730,00TL adli para cezasına çevrilmesinden sonra yasanın 62. maddesinin uygulanması ve sonuç olarak, 6.080,00 TL yerine 609,00 TL adli para cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini, 4- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas- 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda katılanın maddi tazminat talebi bulunmadığı gibi dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa atılı hakaret suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı ve sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 Sayılı Kanunun 16/1. maddesindeki karşılıksız çek düzenlemek suçunun 03.02.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile idari yaptırıma dönüştürülüp suç olmaktan çıkarıldığı, diğer mahkumiyetlerinin de süre itibariyle silinme koşullarının gerçekleştiği anlaşılan sanık hakkında, 5271 Sayılı CYY.nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zararın sanık tarafından suçtan önceki hale getirme, aynen iade veya tazmin suretiyle tamamen giderilmediği, sanığın sabıkalı olduğu” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 14/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.