MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;18.05.2009 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş olup, hükmün 26.05.2009 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın 19.06.2009 tarihinde yeni suç işlediği ve bu suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği ve ihbar üzerine mahkemece dosyanın ele alınıp hükmün açıklandığı belirlenerek yapılan incelemede;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir" hükmü uyarınca, denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerekirken sanığa verilen hapis cezasının TCK.nun 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Hükümden önce 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 4. maddesi ile 5237 sayılı TCK.nun 50. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “yaptırımın” ibaresi “tedbirin” olarak değiştirilerek, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin 4 ve 9. fıkraları yeniden düzenlenmiş ve 10. fıkrası yürürlükten kaldırılmış olup, yasa değişikliğinin doğrudan hükmedilen ve hapisten çevrilen adli para cezalarının infazına ilişkin farklı rejimleri ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirildiği, adli para cezalarının tamamının bu değişiklikten sonra 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde belirtilen yönteme uygun biçimde infaz edileceği ve hapisten çevrilen adli para cezasının yerine getirilmemesi durumunda, sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 50/6. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,“Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gerekleri yerine getirilmediği taktirde 5237 sayılı TCK.nun 50/6. maddesi uyarınca hükmü veren mahkemece kısa süreli hapis cezasının infaz edileceğinin bildirilmesine” ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına karar verilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.