Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12527 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24279 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasanın 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin 1412 Sayılı Yasanın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 02.04.2010 tarihli tutanağı ve dosya içeriğine göre, haber merkezinin ... Tesislerinde hırsızlık olduğu anonsu üzerine olay yerine gelen polis ekibince iki şahsın tesiste bulunan kamelyalardan birşeyler söktükleri ve tesisin yan tarafında bulunan çamlığın içine doğru gittikleri bilgisine ulaşıldığı, bu arada suça sürüklenen çocuk ile yaşı büyük olduğu için hakkında ayrı dava açılan sanık ...'ın kamelyaların çatısından söktükleri bakır levhaları çamlığın içerisine sakladıkları ve çamlıktan çıktıkları sırada polis ekibinin suça sürüklenen çocuk ile evrakı ayrılan sanığın yanlarına giderek durumu anlattığında suça sürüklenen çocuk ve sanığın suçu kendilerinin işlediğini belirtip, çamlığa sakladıkları bakır levhaları da yer göstermek suretiyle iade ettikleri olayda, kesintisiz bir takibin söz konusu olmaması karşısında eylemin tamamlandığı gözetilmeden kalkışma aşamasında kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Suça sürüklenen çocuk ve temyiz dışı diğer sanığın çamlığa sakladıkları bakır levhaları yer göstermek suretiyle iade ettikleri, ancak suça konu eşyaların ezilip bükülerek zarar gördüğü olayda, katılandan kısmi iade nedeniyle suça sürüklenen çocuğun etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına rıza gösterip göstermediği sorularak sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 Sayılı TCK.nun 168/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3- 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı şekilde yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.