Tebliğname No : 4 - 2009/143379MAHKEMESİ : Hendek Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/02/2009NUMARASI : 2008/382 (E) ve 2009/70 (K)SUÇ : Görevliye hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sakarya Büyükşehir Belediyesinde görev yaptığını belirten mağdurun anılan kurumda hangi sıfatla görev yaptığına dair belge getirtilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-5237 sayılı TCK.nun 125. maddesinde hapis ve adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü, sanık hakkında hapis cezası tayin edildiği halde aynı yasanın 50/2. maddesine aykırı şekilde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, 3- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK'nın 125/1 maddesinde, hapis ve adli para cezası biçimindeki seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, yasada hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi nedeniyle, seçenekli yaptırımlardan neden hapis cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 4-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde nazara alınacak zararın maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, olayda mağdurun bir tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan maddi bir zararının da belirlenemediği gözetilerek, sabıkası da bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “...yörede benzer nitelikteki suçların sıklık ve çoklukla işlenmesi,kamu görevlilerinin görevlerini gereği gibi ifa edebilmelerinin eylemle ve kamu düzeniyle olan yakın ilişki de düşünüldüğünde cezadan beklenen yaptırım gücü de dikkate alınarak uygulama hakim takdirine bırakılmakla... ” biçimindeki, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı sonraki hükümde CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesi suretiyle istem gibi BOZULMASINA, 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.