Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12358 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22039 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede, bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yoluna başvurulamayacağının belirtildiği, hüküm tarihine göre sanık hakkında mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktarı ve türü dikkate alındığında, söz konusu hükmün temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanığın ve müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,II-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;1-Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğini savunduğu, tanık ... ile sanık arasında anlaşmazlık bulunduğunun anlaşılması karşısında, hükmün gerekçesinde hangi delillere hangi nedenlerle üstünlük tanındığı açıklanmadan, sanığın hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarını işlediğine ilişkin mahkemede vicdani kanaatin oluşmasını sağlayan kanıtlar gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde karar verilerek 5271 Sayılı CMK’nın 34/1 ve 230.maddelerine aykırı davranılması,2-Kabule ve uygulamaya göre de; a) Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunun işlendiğinin kabul edilmiş olmasına rağmen, sanık hakkında 5237 Sayılı TCK'nın 144/1-.b. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, b) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmadığı, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 Sayılı CMK’nın 231/6-a. maddesinde gösterilen, “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel (objektif) koşulunun bulunduğu, aynı Kanun’un 231/6-c. maddesinde gösterilen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinde esas alınacak zararın, kanaat verici basit bir araştırmayla belirlenecek maddi zararlar olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre yakınanın konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan doğan maddi bir zararının belirlenemediği gözetilerek, 5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen,“kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “müştekinin zararını karşılamadığı” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye dayanılarak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,c) Yakınan ...'nın kamu davasına katılması konusunda bir karar verilmediği halde, yakınan lehine 1200 TL avukatlık ücretinin sanığa yükletilmesi suretiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesine aykırı davranılması, ç) 5271 Sayılı CMK'nın 324.maddesine aykırı olarak hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderlerinin miktarının gösterilmemesi, d) Hırsızlık suçundan mahkûm olduğu 1 yıl 8 ay hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3.maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili bir kısıtlama yapılamayacağı, fakat kendi alt soyu dışında kalan diğer kişilere karşı belirtilen yetkileri yönünden mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanmaktan yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan,hükmün açıklanan sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.