MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli hırsızlık, yağma (değişen vasfı ile hırsızlık)HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1)Sanığın mağdur ...'ye yönelik nitelikli hırsızlık eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne dair sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;Sanığın, meçhul iki kişi ile birlikte, gündüz vakti şikayetç...'nin evine giderek kapısını çaldıkları, açan kimse olmayınca tekmeleyerek zarar vermek suretiyle girmeye çalıştıkları sırada mağdurun içeriden bağırması neticesinde kaçan sanığı apartmandan çıkınca mahalle sakinlerinin yakaladıklarının anlaşılması karşısında; sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK'nın 493/1-son .maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun'un 102/3 ve 104/2. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nın aynı suça uyan 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 151/1, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Kanun'un 7/2, 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Kanun hükümlerinin sanık yararına olması ve suçun işlendiği 19/01/2005 gününden inceleme tarihine kadar aynı Kanun'un 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık sürenin geçmiş bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 2)Sanığın mağdur ...'e yönelik nitelikli hırsızlık eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne dair sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;Her ne kadar mahkemece, mala zarar verme suçu ile geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçu, 5271 sayılı CMK'nun 253 ve 254. maddesi gereğince uzlaşma hükümlerine tabi olduğu halde bu husus değerlendirilip taraflara uzlaşma hükümleri hatırlatılarak uzlaşmak isteyip istemedikleri sorulmamış isede; TCK'nın 142/1-b maddesi gereğince hüküm kurulsa dahi 765 sayılı Kanun uyarınca kurulan hükmün açıkça lehe olduğu anlaşıldığından bu eksiklik sonuca etkili görülmemiştir.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 06/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.